Çıkıyor da çıkıyor, ortalığa döküldükçe de dökülüyor. Karıştırdıkça bir başka pislik karşımızda beliriyor. Hangi kutsalın ticaretini yapmışlarsa, onu ayaklar altına aldıkları artık çok daha iyi görülüyor. Hiçbir değerleri yokmuş meğer… Toplum içinde maskelerle geziyorlarmış. Dün gazetelerde bir haber çarptı gözüme. Diğerleri gibi sıkışıp yurt dışına kaçan Akın İpek’in lüks otomobil koleksiyonu satışa çıkarılmış. Üzerine kayıtlı da görünse, aslında onlar Akın İpek’in değil. Sizin, benim, hepimizin. Kendisini iyi kötü tanırım. Bu lüks araçları nasıl edindiğini bilirim. Henüz ipliği pazara çıkmadan, bizzat yaşayarak durumu fark etmiştim. Yani, durduk yere söylemiyorum bütün bunları. Bugün Gazetesi’ni Turgay Ciner’den satın alıp, “gazete patronu” olmuştu. Bir de sözleşme imzalamıştı. Çalışanların aylıkları, tazminatları, kısacası bütün özlük haklarını koruyacağına dair imza atmıştı. Hoş, o imzayı atmasa da zaten çalışanların bu hakları kanunen koruma altındaydı. Aradan kısa bir süre geçti, bize hiçbir haber verilmeden aylıklarımız yarı yarıya düşürüldü. Hakları gasp edilenler içinde benim dışımda Rauf Tamer ve Can Aksın gibi başka yazarlar da vardı.