Aradan 25-30 yıl kadar geçti. Ama yaşadıklarım dün gibi gözlerimin önünde. Adam, elinde sopa bir başkasını öldüresiye dövüyordu. Tesadüfen orada bulunan bizler de engellemeye çalışıyorduk. Resmi üniformalı bir polis ise sadece seyrediyordu. Sonunda dayanamayıp bağırdım:
-Ne duruyorsun orada? Sen de bize yardım etsene…
Ne dese beğenirsiniz? Pişkin pişkin cevap verdi:
-Aradım, ekip çağırdım.
O itiş kakış arasında tartışmadım tabii ki. “Ekip cenaze kaldırmaya mı gelecek? Öldürüyor adamı. Sen ne işe yararsın?” demedim, diyemedim. Çevredeki vatandaşlarla birlikte saldırganı durdurmaya çalıştım.
Polis ise ekip gelene kadar seyretmeye devam etti. İşte Birleşmiş Milletler de aynen böyle yapıyor! Farklı olarak “Ayıp, yapmayın, etmeyin” türünden sözler ediyor. Bir de taraflara “itidal” tavsiye ediyor.