Yıllardır yazı yazarım… Pek çok genel, yerel ve ara seçim geçirdim, hiç eğilim ortaya koymadım, tahmin de yapmadım. Sakın yanlış anlamayın, öngörüsüzlüğümden değil; sevmediğim ve doğru bulmadığımdan!
Ama bugün durum aynı değil. 16 Nisan’da, Türkiye’nin geleceği oylanacak. Çocuklarımıza nasıl bir Türkiyebırakacağımız ortaya çıkacak. Yapılacak halk oylaması, yaşadığımız ülkenin milletler ailesi içindeki konumunu belirleyecek. Bizi yönetecekleri seçmeyeceğiz. Ülkemizle ilgili tarihi bir karar vereceğiz. Bu o kadar önemli ki!..
Yüzdük, yüzdük, kuyruğuna geldik. Önümüzde sadece dört gün kaldı. 17 Nisan’da ya her şey eski tas, eski hamam olacak; ya da yepyeni bir Türkiye’ye uyanacağız.
Böyle bir fırsat, bir milletin önüne belki 100 yılda bir gelir. Çok ince düşünüp, iyi değerlendirmek zorundayız. Her birimize çok büyük, tarihi bir sorumluluk düşüyor. Omuzlarımızdaki yük ağır.
***
Parlamenter sistem nedir, yaşadık biliyoruz…
Çok çektik. Belli başlı menfaat odakları hariç, hepimiz şikâyetçi olduk. Buna sağdan sola bütün siyasi partiler de dâhil!
Hep “gitmiyor” dedik, sürekli olarak “çürümüşlükten” bahsettik. Bizi yönetecek insanları bile dilediğimiz gibi seçemedik. Liderler önümüze isimler koydu, onlarla yetinmek zorunda kaldık. Lider sultalarının peşine takılıp gittik.
Bürokrasi canımıza okudu, derdimizi kimseye anlatamadık.