Yıl 2002’ydi ve Mesut Yılmaz Başbakan Yardımcısıydı. Birlikte Belçika’nın Başkenti Brüksel’e gitmiştik.
Sabancı Suikastı’nın faillerinden Fehriye Erdal, İsmail Akkol ve
Mustafa Duyar’ın da o dönemde Belçika’da oldukları söyleniyordu.
Ellerini kollarını sallayarak geziyorlar, basında fotoğrafları
yayımlanıyordu. Belçika, adeta DHKP-C’nin Avrupa’daki önemli
üslerinden biri gibiydi.
Biz, teröristlerle ilgili iade taleplerinde bulunuyoruz, onların
bir kulağından girip, öbür kulaklarından çıkıyordu. Hatta bu
teröristlerin sırtlarını sıvazlıyor, onlara kol-kanat geriyorlardı.
Bu korumacı tavra, Brüksel’de ben de şahit oldum.
Kaldığımız otelin alt katında akşam yemeğini yiyorduk. Bir ara bir
erkek, bir bayan iki genç içeri girdi. Bayan olan Yılmaz’ın yanına
doğru yöneldi. Önce bir slogan attı, sonra Türkiye Cumhuriyeti
Başbakan Yardımcısı’nın yüzüne aynen şunu söyledi:
-Senin kafana sıkarım.
Türk korumaların büyük bölümü dâhil, salonda bulunanlar önce ne
olduğunu anlayamadı. Tesadüf, o sıra ayakta olduğum ve Yılmaz’ın
bulunduğu masanın yanından geçtiğim için olayı en iyi görenlerden
biriydim.
Mesut Yılmaz tedirgin oldu. Olaya şahit olan korumalar araya girdi.
Belçikalı polisler uyarıldı. Ama istifini bozan olmadı. Ne oldu
biliyor musunuz, Belçikalı güvenlik görevlileri, bizim korumaların
o teröriste müdahalesini engelledi. Hatta dışarı çıkmasına yardımcı
oldular. O da yanındaki diğer DHKP-C’li ile elini kolunu sallayarak
otelden dışarı çıktı. Arkalarından baktığımda son derece rahat
tavırlar içinde olduklarını gördüm.
İnanılması güç değil mi?
Bizzat yaşamasam, ben de inanmazdım.
O teröristlerin elinde silah olsaydı, çok vahim sonuçlar ortaya
çıkabilirdi. Ya da fiili bir saldırı yaşanabilirdi. Üstelik
söylediği sözlerde son derece ağır tehdit vardı. Ama olayla ilgili
hiçbir işlem yapılmadı.
İşte Batı’nın Türkiye’yi tehdit eden, ülkemizde saldırılar
düzenleyen, kan döken ve can alan terör örgütlerine karşı tavrı
bu!
* * *
Belçika’nın tavrı bu da diğerlerinin çok mu farklı?
Değil elbette, al birini vur ötekine. Sabancı Suikastı’ndan 20 yıl
sonra bomba, roketatar ve tabancalarla Türkiye’de yakalanan
tetikçilerden İsmail Akkol, Belçika’nın dışında Almanya’da da
tespit edildi. O dönemde Alman makamları da uyarıldı, hiçbir sonuç
alınamadı.
Akkol, bir AB üyesi olan Yunanistan’da yakalandı. Türkiye iadesi
için talepte bulundu. Hakkında çıkarılan kırmızı bültene rağmen
serbest bırakıldı.
Sahte kimlikle yakalanın diğer terörist Fadik Adıyaman’a gelince…
O’nun durumu da farksız. O da Yunanistan’da yakalandı ve serbest
bırakıldı. Zaten, Yunan makamlarının koruması altındaydı.
Yunanistan’daki Lavrion Kampı’nda yıllarca DHKP-C’li terörist
yetiştirdi.