“Sıkıntı”, “bunalım” ya da “problem” gibi kelimelerle izahı çok zor. Ayrıca, yaşananların “demokrasi” kapsamı içinde değerlendirilmesi de mümkün değil.
Bu, tam bir kaos hali!...
Türkçe olarak, ancak “düzensizlik, uyumsuzluk, karmaşa ve kargaşa”
kelimeleriyle anlatılabilecek sıkıntılı bir hal ile karşı
karşıyayız. Önümüzde duran tablo gerçekten de son derece vahim ve
düşündürücü! Parlamento’da grubu bulunan muhalefet partileri, ciddi
bir girdabın içinde bocalayıp duruyorlar…
Önceki gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sezgin Tanrıkulu
ve Gamze İlgezdi gibi isimleri yanına alıp, Ankara’daki Merasim
Sokak’a gitti. Terör saldırısını protesto etmek için patlamanın
olduğu yere karanfil bıraktı. Herhalde bu iki ismi özellikle seçti.
Çünkü her ikisi de daha önce terörist cenazelerinde boy gösteren
CHP’liler.
Kılıçdaroğlu, böylece kamuoyuna “CHP, teröre de teröriste de
karşıdır” mesajını vermeye çalıştı.
Peki oldu mu, o mesaj verilebildi mi? Tabii ki hayır. Tam tersine
eğreti durdu, sırıttı. Herkesin gözünün önüne, daha önceki
görüntüler geldi. Ayrıca, Sezgin Tanrıkulu’nun defalarca HDP
çizgisinde yaptığı açıklamaları hatırlattı. Ciddi bir
samimiyetsizlik tablosu ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu, oraya bu
isimleri hiç götürmeseydi daha iyiydi!
* * *
Anayasa görüşmelerinde de durum aynı. CHP, yıllardır “darbe
anayasasına hayır” diyen bir siyasi partiydi. Hatta CHP, mevcut
anayasanın değişmesini ilk önce ve en fazla dillendiren
yapıydı.
Yıllar geçti, bugün değişikliğin önünü tıkayan bir misyona
büründü.
Şimdi, “hayır” diyecekler, biliyorum. Hatta pek çok süslü lafı peş
peşe ekleyecekler. Birtakım bahanelerin ardına sığınıp, kendilerini
temize çıkarmaya çalışacaklar.
Bu neyi değiştirir?
Hiçbir şeyi. Sadece deve kuşu misali, kafayı kuma sokan bir görüntü
verir!