Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda HDP’ye alabildiğine yüklendi:
-Hendekleri savunuyorlar, teröristleri mazur
gösteriyorlar.
Bence söyledikleri eksik, dahası da var…
O hendekler, HDP’nin eseri. Belediyelerin iş makineleriyle
hendekleri kazanlar onlar. Teröre lojistik destek verenler yine
onlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin asker ve polisine karşı
kullanılmak üzere hendeklere silah taşıyanlar da onlar.
“Özyönetim” diyerek, hendek siyasetini onlar başlattı. HDP,
gırtlağına kadar bu kirli senaryonun içinde. Yok aslında o
hendeklerin içinde nöbet bekleyen teröristlerden herhangi bir
farkı. Hepsi aynı yapının elemanı. Tamamı aynı yolun
yolcusu.
Geçmişteki örnekleri bir tarafa bırakalım. Mardin’in Dargeçit
İlçesi’nde son yaşadıklarımıza bakalım: Güvenlik güçleri,
belediyeye ait traktörü durdurdular. Römorkunda bir cephanelik ele
geçirdiler. Otları kaldırdıklarında, altından Keleşler, Kanaslar,
RP-G roketler, el bombaları çıktı.
Peki kim ihbar etti onları?
HDP ve PKK’nın uğruna mücadele ettiğini iddia ettiği Kürt kökenli
bir Türk vatandaşı. HDP’nin oluşturmaya çalıştığı algı operasyonu
bir yana, bölgenin en önemli gerçeği bu…
O bölgede yaşayan vatandaşlar da neyin ne olduğunun, kimin ne
yapmaya çalıştığının farkında!
* * *
HDP, sandığa “Bizler Meclis’e” sloganı ile girdi. Kürt vatandaşları
alabildiğine istismar etti. Çünkü, “biz” derken Kürtleri
kastediyordu.
Bu arada, söylem değişikliğine gitti, Müslüman Kürtlere de göz
kırptı. Onlara şirin görünmek için Altan Tan gibi isimleri
kullandı. Aslında, içinde Kürtlerin de bulunduğu bir karma liste
oluşturdu.
Şu tabloya bakın:
Partinin başındaki Selahattin Demirtaş, Elazığlı. Yanında Kürtçe
konuşulsa büyük çoğunluğunu anlamaz.
Eş Başkan Figen Yüksekdağ’ın kim olduğu belli. Adana Ceyhan’lı,
köken itibarıyla yasa dışı Türk Solundan geliyor. 18 yaşından beri
sokak hareketlerinin içinde. 18 yaşında cezaevi ile tanıştı.
Çeşitli sol hareketlerin içinde yer aldıktan sonra, Ezilenlerin
Sosyalist Partisi’nde Genel Başkanlık görevine kadar yükseldi.
Sonra savruldu ve kendisini HDP içinde buldu. HDP’ye girer girmez
de Eş Başkanlığa seçildi.
Yüksekdağ, tek kelime Kürtçe bilmez.
Sırrı Süreyya Önder de Kürt değildir, Türt’tür.