Son günlerde yaşananlar beni biraz gerilere götürdü. ANAP’ın Türkiye’nin yönetimine damga vurduğu 1980-1990’lı yıllardı. O günlerde siyasi literatürümüze bir “küskünler hareketi” ifadesi girdi. “Nedir o?” derseniz, Özal’ın milletvekili listesine almadığı isimler kazan kaldırırlardı hep. İşte onlardı küskünler.
Yeni bir oluşumdan, partileşmeden söz ederlerdi. “Biz küskünüz” demezlerdi elbette, aralarında parti içinde aradığını bulamayanları da alırlar ve halkın hoşuna gidecek ifadeler kullanarak, Özal ve kendi partilerine yüklenirlerdi.
İçlerinde “deve dişi” tabir edilen adamlar da bulunurdu bazen. Gazeteler ise olayı alabildiğine köpürtür, sayfa doldururdu. Meclis’te uzun bir müddet idare ederdik onlarla.
Peki ya sonra?..
Sonrası yok. Bir müddet gündemi işgal eder, daha sonra kaybolup giderlerdi.