Yeni bir akım belirdi son günlerde. Dün karşı olduklarını bugün alkışlayabiliyorlar. Başkaları için kabahat gördüklerini kendileri için hak kabul ediyorlar. Bir sövüyor, bir övüyorlar...
"Erdoğan yapsın, yapmalı" ile "Ne yapsın Ekrem İmamoğlu", "Ne yapabilir Mansur Yavaş" söylemleri arasında gidip geliyorlar...
Akaryakıt ve doğalgaz fiyatları arttığında "yuh" diye bağırıyorlar. Yetmiyor, arkasından "vicdansızlık, zulüm bu" nidaları geliyor. CHP'li belediyeler toplu taşıma astronomik zamlar yaptığında ise hemen yelkenler suya iniyor. "Doğaldır, tabii ki yapacak, yoksa batar" yorumları yapılıyor.
Hangisi doğru, "vicdansızlık" değerlendirmesi mi, yoksa "doğaldır" yorumu mu?
Şimdi sakın ola "Akaryakıt zammını belediyeler mi yapıyor?" türünden saçma sapan bir cevap vermeyin. O durumda birileri de çıkar, "Dünya petrol fiyatlarını hükümet mi belirliyor?" diye sorar adama.
Hele hele, "Zam yapmasın da belediyeler batsın mı?" türünden bir değerlendirme içine hiç girmeyin. O durumda "Zam yapılmasın da memleket mi batsın?" şeklinde bir cevap çıkar karşınıza.
Belediyeler, nasıl akaryakıtı dışarıdan alıyorsa, Hükümet de aynısını yapıyor. Biz maalesef enerjide dışa bağımlı bir ülkeyiz!
Üstelik iktidar, vatandaş ezilmesin diye elinden geleni yapıyor. Doğalgazı dışarıdan 100 liraya alıyorsa, vatandaşa 30 liraya satıyor. Aradaki 70 lirayı kendi cebinden karşılıyor. Elektrikte de benzer bir durum var.
Peki CHP'li belediyeler niye yapamıyor bunu? Mesela toplu taşımı niçin sübvanse etmiyor? Zam üstüne zam yapmayı niçin tek çare olarak görüyor? "Yapamazsın, yapmamalısın" denildiğinde de "engelleniyoruz" diye feryat-figan bağırıyor.
Eti ne, budu ne? Ama Ağrı gibi küçük ve kaynakları sınırlı bir belediye bile yapıyor bunu. Ak Partili pek çok belediyede de vatandaş ve toplu taşım destekleniyor. Koskoca İstanbul niçin bunu yapamıyor da tek çare olarak zamma başvuruyor?
En önemlisi ise kendilerini "halktan yanaymış" gibi gösteren şaşkınlar niçin hesap sormuyor? Halktan yana olmak, vatandaşı rahatlatmak sadece iktidarların görevi mi?