“Olurdu, olmazdı” tartışmaları bitti. MHP’yi kongreye götürmesi için mahkeme tarafından kayyum atandı. Bir yılan hikayesi şimdilik böyle sonuçlandı.
Ama bitmedi. MHP’deki asıl savaş yeni başladı. Bundan sonra daha
da alevlenerek devam edecek. Öyle görünüyor ki, ortalık giderek
iyice gerginleşecek.
Nereden mi biliyorum? Çünkü, geçmiş tecrübeler bunu gösteriyor!
Alparslan Türkeş sonrası MHP’de ilk yaşanan Genel Başkanlık
mücadelesinde koltuklar havada uçuştu. Tuğrul Türkeş’i destekleyen
Azmi Karamahmutoğlu, eline mikrofonu alıp, “illegaliteyi
başlattığını” ilan etti. Sonuçta kongre iptal edildi.
Ardından Ramiz Ongun’un aday olduğu kongre yine gergin bir atmosfer
içinde geçti.
2002 seçimlerinde MHP’nin baraj altı kalması, tansiyonu
alabildiğine yükseltti. Bahçeli, ancak istifa edip, 2003’te yeni
bir yönetim vaat ederek durumu kurtarabildi. Daha sonra sular
durulup, sinirler gevşeyince vaadini yerine getirmeyerek, yeniden
genel başkanlık koltuğuna oturdu.
Koray Aydın’ın, Bahçeli’ye karşı bayrak açtığı kongre süreçlerinde
de benzer fotoğraflarla karşılaştık. Aydın’ın, salona girerken
tekmelenmesine, salon içinde ise konuşturulmamaya çalışılmasına
şahit olduk.
Dün yaşananlar, bugünün aynası. Üstelik, bugün MHP’deki ayrışmalar
o dönemdekilerden çok daha derin!