Nereden nereye!..
1978'de hürriyetim elimden alınmıştı, orada tutukluydum. Dün de Anadolu Yayıncılar Derneği'nin düzenlediği 'Yerel Medyanın Geleceği' konulu toplantı çerçevesinde konuşmacı olarak katıldım.
Ankara Ulucanlar Cezaevi'nden bahsediyorum. İçeri atıldığım yıllarda toplama kampından farksızdı. Bir koğuşta 200'den fazla insan kalıyordu. Toplu tutuklamalarda bu sayı 300'ü geçiyordu. O kadar insana sadece iki adet tuvalet, bir tane de adı 'banyo' olan kabin ayrılmıştı. Demem o ki, bugün sadece filmlerde rastlanabilecek iç acıtıcı bir görüntünün içindeydim.
Orası restore edildi. Müze haline getirildi. Bazı bölümlerin içine birkaç ranza konuldu ve 'Burası eskiden cezaeviydi' türünden levhalar yerleştirildi. Keşke sadece bir koğuşu o eski haliyle korunabilseydi. İnsanların geçmişte neler yaşadığı, Türkiye'nin hangi durumda olduğu çok daha iyi anlaşılırdı.
Düşündüm tabii o günleri. Bir de karşımdaki katılımcılara baktım. Kültür ve Turiz