İlk temas gerçekleşti. ABD’nin yeni Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la telefonda görüştü. Gelen sinyaller de olumlu. Ama bizim Obama’dan yandı ağzımız. O yüzden Trump’la yapılan bu görüşmeye temkinli yaklaşıyoruz.
Hatırlarsınız…
Obama, ilk ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirmişti. Vücut dilini iyi kullanmış, Türk Milletine çok hoş sinyaller vermişti. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de “ABD’de sizi en iyi anlayabilecek kişi benim” türünden ifadeler kullanmıştı. Hatta, “Siz benim elimi güçlendirin, ben de sizinkini” anlamına gelecek bir tavır sergilemişti.
Ardından yaşananları biliyorsunuz. Obama döneminde Türkiye-Amerika ilişkileri neredeyse dibe vurdu. Son derece kötü bir döneme girildi. Bugün dolaylı da olsa, Suriye’de terör örgütlerini kullanan ABD ile bir savaş halindeyiz.
Bunlar yaşanmasaydı eğer…
Bizim basın, yapılan bu telefon görüşmesi üzerine, bugün pembe hayallerle dolu yazılar yazıyor, haberler yapıyor olacaktı.
???
Yine de yapılan görüşme sonrası Türk-Amerikan ilişkilerinde geleceğe olumlu bakmak için gerekli veriler var…
En önemli olan, görüşme sonrası “Müttefiklik ve stratejik ortaklık” vurgusunun yapılması. Çünkü, bu kavramların içi, geçtiğimiz dönemde alabildiğine boşalmıştı. “Müttefiklik” kelimesi “muarızlık” ile yer değiştirmişti. Amerika ile hemen her konuda itişip kakışıyorduk.
Yeniden “müttefiklik” ve “ortaklık” kurulacaksa eğer, yeni ABD yönetimi ve Trump’ın atması gereken adımlar belli:
1) FETÖ ile ilgili tutumunu yeniden gözden geçirmesi gerekecek. Kendisine gönderilen belge ve bilgilere rağmen, Fetullah Gülen denilen adam ve örgütüne Pensilvanya’da kol-kanat germekten vazgeçecek.
2) Bundan sonra terör örgütleri ile iş tutmayı bırakacak. Özellikle de en azından Suriye’deki PKK uzantısı olan PYP-YPG unsurları ile arasına mesafe koyacak.
3) Bundan böyle Türkiye’ye güven telkin edici adımlar atacak.
Trump ve yeni ABD yönetiminin, aksi halde Türkiye’de oluşan Amerikan aleyhtarı havayı tersine döndürmesi mümkün değil.