Lafı evirip çevirmeye, eveleyip gevelemeye hiç gerek yok. Savaş var Türkiye’de; hem de kıyasıya bir savaş. Yerli ve milli güçlerle, yerli ve milli olmayanların savaşı bu. Üstelik her alanda kendisi gösteriyor.
Siyasetteki çekişmenin altında da bu yatıyor. Ülkemize yönelik terör saldırıları da bu sebepten kaynaklanıyor. Bu savaş, kültür, sanat ve ticaret alanında da kendini gösteriyor. Ülkemize yönelik dış destekli saldırıların altında da bu mücadele yatıyor. Yıllardır Türkiye’ye diledikleri gibi ayar verip, istedikleri gibi yönlendiren güçlerin topyekûn saldırılarının altında da bu gerçek yatıyor.
FETÖ’nün darbe girişimini ve anayasa değişikliği konusunda AK Parti-MHP yakınlaşmasını da bu çerçevede değerlendirebiliriz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı istemiyorlar…
Mesele bu kadar basit. Recep Tayyip Erdoğan, istedikleri ayarı veremedikleri, diledikleri gibi yönlendiremedikleri milli bir isim çünkü!
***
Eski bir türkü vardır, bilirsiniz. “Şu dünyada üç şey vardır sevilir. Biri ana, biri baba, biri yar” der ve devam eder:
“Şu dünyada üç şey vardır, koklanır. Biri lale, biri sümbül, gül de var le ley…”
Bizim türkülerimizde “Krizantem, orkide ya da spatiliyum” denmez. Bizim olan ve bizim bildiğimiz lale, sümbül ve gülden bahsedilir.
İşte bizdeki mücadele, laleye âşık olanla, spatiliyum sevdalıların arasındadır!
Daha da açalım isterseniz…
Tarkan bizim kahramanımızdır. Hacı Murat, Şeyh Şamil ve Karaoğlan da öyle. Biz onları izleyerek ve dinleyerek büyüdük. Sonra Süpermen, Batman ve Spiderman hayal karakterler üretildi. Bütün dünyaya servis edildi.
İşte bu kavga, “Gerçek kahramanlarım varken, bana ne Süpermen’den” diyenlerin mücadelesidir.