Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç, Türk siyasetinde “üçüncü hesaplaşmanın” yaşandığına işaret etti. AK Parti’nin karşısında bir “koalisyon bulunduğuna” dikkati çekti.
Doğru, haksız olduğu söylenemez…
30 Mart’ta hedefte Erdoğan vardı. AK Parti bir tarafta, diğer
partiler öbür taraftaydı. Sürekli olarak Erdoğan hedef alındı.
Halk, yerel yöneticilerini seçecek olmasına rağmen, propaganda
faaliyetlerine genel söylemler damgasını vurdu.
Paralel Yapı da bütün gücüyle muhalefete destek verdi.
Tabanda ittifaklar oluştu. Muhalefet, siyasi partiye değil, AK
Parti karşısında sonuç alabilecek adaya yüklendi. Bunun en belirgin
örneği de Ankara’da yaşandı. MHP’de “Genel Başkanlık iddiaları”
bulunan Mansur Yavaş, CHP’ye geçti. CHP’nin Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı adayı oldu.
İyi de oy topladı; ancak sonuç alabilecek sayıya ulaşamadı. 30 Mart
seçimlerinin galibi yine AK Parti oldu.
10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde ise, CHP ile MHP açıktan
ittifak yaptı. Bir “çatı adayı” formülü ortaya atıldı. Her iki
siyasi parti de Ekmeleddin İhsanoğlu ismi üzerinde birleşti.
Arkalarında yine Paralel Yapı vardı.