Tarih bir defa daha tekerrür etti. Moskof, yine yaptı yapacağını. Dost ve Suret-i Hak’tan görünerek ve son derece sinsice!
Oysa daha birkaç gün önce G-20’nin ardından ABD Dışişleri Bakanı
Kerry ve Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, birlikte açıklamışlardı
Suriye Planı’nı. Sözde, önce ateşkes ilan edilecekti. Esad istifa
edecek, geçiş hükümeti kurulacak ve seçimler yapılacaktı. Suriye
için yeni bir anayasa hazırlanacaktı.
Rusya, daha anlaşmanın mürekkebi kurumadan sınırımızda saldırıya
başladı. “DAEŞ’le mücadele ediyorum” bahanesiyle Suriye’deki rejim
muhalifi Türkmenleri vurdu. Yanına İran’ı, Hizbullah’ı ve rejim
güçlerini alarak Bayır-Bucak bölgesine pervasızca ölüm
yağdırdı.
İlginçtir, tam da Kerry’nin “Türkiye ile ortak operasyon yapacağız”
açıklamasının ardından! O operasyonun amacı da Türk sınırındaki 98
kilometrelik alanı DAEŞ’ten temizleyip güvenli bir bölge
oluşturmaktı. Batı’yı ayağa kaldıran mülteci sorununa mahallinde
çözüm bulmaktı.
Rusya, hem bu projeyi baltaladı…
Hem de Türkiye ve batıyı yeni bir göç dalgası ile karşı karşıya
bıraktı!
Ayrıca, binlerce insanın katili Suriye Diktatörü Esad’a taze kan
pompaladı. Bakın, Rusya ve İran’ı arkasına alan Esad, “gitmem”
diyor artık.
Rusya da sadece “Bu bölgede ben de varım” demiyor. Artık bütün
dünyaya “Bu bölge benden sorulur” mesajı veriyor!