Hırsız eve girmiş. Ortalığı dağıtmış, yangın yerine çevirmiş. Çalmış çırpmış, almış götürmüş. Üstelik, arkasında önemli deliller ve ayak izleri bırakmış. O izler takip edilse yakalanacak; kim olduğu ortaya çıkacak.
Ama ailenin bazı fertleri bunu yapmıyor. Hırsızın peşine düşmüyor. Karakola gidip şikâyetçi olmuyor. Delilleri yetkililere verip, “işte bunlar” demiyor. Hakkını ve hukukunu aramıyor. Çalınanları almaya çalışmıyor.
Ya ne oluyor? Hepsi birbirini suçluyor:
Biri “Sen o sırada neden evde değildin” deyip diğerine yükleniyor. Öteki “Kapıda daha sağlam kilit olsaydı bunlar başımıza gelmezdi” diye kardeşine bağırıyor. Bir başkası da olayı bahane ederek, daha önce farklı bir sebepten kızdığına “suçlu” muamelesi yapıyor. Hatta evdekilerden “Bitti gitti, artık yapacak bir şey yok” diyenler bile çıkıyor.
Tıpkı, 31 Mart seçimlerinin ardından ortaya çıkan şaibelerle hiç ilgilenmeyenlerin, gelişmeleri karnında biriktirdiği şişi indirmek için fı