Bu böyle gitmez. Nitekim içten bile homurtular yükselmeye başladı. Çünkü algının da, reklamın da şovun da bir sınırı var. Sürekli yapılırsa “yeter” dedirtir!
Ekrem İmamoğlu’ndan söz ediyorum. 31 Mart ertesi gerçekleştirdiği Anıtkabir ziyaretinden bu yana şov yapıyor, algı oluşturma peşinde koşuyor. Buna karşılık, ortaya koyduğu yeni bir proje ve çaktığı çivi yok.
Yeni seçilmiş bir başkandan İstanbul’un bütün sorunlarını anında çözmesini beklemiyoruz elbette. Sadece sorun çözme iradesi görmek istiyoruz. Ancak, o da yok. Tersine, pek çok konuda bir “sorunlar yumağı” oluşturmakla meşgul.
Yaptığı iki iş:
1) Sürekli olarak geçmişi kötülemek. Yeni tartışmalar ve çekişmeler doğurmak.
2) Geçmiş hizmetlerin üzerine oturup fotoğraf çektirmek. “İşte çalışıyoruz” görüntüsünü vermek.