Muhtemeldir ki, formülü bulan kimse aynaya bakıp kendini “siyaset dehası” olarak görmüştür. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, “Operasyon tamam, bu iş bitti” diye düşünmüştür.
Sözcü Gazetesi’ne “muhteşem formülü” açıklarken verdiği fotoğraf
bu ruh halini yansıtıyor. Belli ki Kemal Bey, muhataplarını da
kendisi gibi sanıyor. “Siyasi rüşveti” verdiğinde karşılığını
alacağını düşünüyor!
MHP’ye yaptığı “Devlet Bahçeli başbakan olsun” teklifinden söz
ediyorum…
Diyor ki…
MHP ile bir araya gelelim, bir koalisyon oluşturalım. HDP de içinde
olmayabilir, bizi dışarıdan destekleyebilir.
Üstelik, bu teklifi MHP’nin HDP konusundaki düşüncelerini ve
söylediği sözleri bilerek yapıyor. Bahçeli’ye başbakanlık
verilirse, MHP’nin geçmişin üzerine bir sünger çekeceğini
düşünüyor.
Oysa, siyasette “ilke” diye bir şey var!
Kılıçdaroğlu, işte bunun farkında değil.
Biliyorsunuz, 2010 yılında Deniz Baykal’ı ziyaret etti. “Ben CHP
Genel Başkanlığı’na aday değilim” dedi. Çünkü, o açıklamayı yaptığı
anda önünde böyle bir imkan yoktu. Hemen ardından önünün açıldığını
görür görmez çark etti; adaylığını açıkladı.
Rahmetli Demirel, “Dün dündür, bugün bugündür” sözlerini adeta
Kılıçdaroğlu için söylemiş. 2010 yılından bu yana hep aynı görüntü
ile karşı karşıyayız. CHP’nin en temel politikaları bile sürekli
değişiyor, değiştiriliyor. Kılıçdaroğlu, Pragmatizm ve Makyavelizm
ne gerektiriyorsa onu yapıyor.
Durum bu olunca, CHP’nin her geçen gün kan kaybedişine şaşırmamak
lazım.
* * *
Kılıçdaroğlu, öylesine yanlış adımlar attı ki, henüz koalisyon
görüşmeleri başlamadan elindeki bütün kozları tüketti. Neyin
olmayacağını millete gayet güzel gösterdi.
Bundan sonra;
1) Ya AK Parti-MHP Koalisyon Hükümeti kurulacak.
2) Ya da Kılıçdaroğlu bütün söylediklerini yutup AK Parti’ye teslim
olacak. Önüne konulacak şartlara direnemeyecek.
3) Bunların ikisi de gerçekleşmezse, Türkiye’yi CHP ve
Kılıçdaroğlu’nun hiç istemediği erken seçim bekliyor.