Yaşadım o günleri. Kapalı kapılar ardında gelişen dramların bizzat şahidiyim. Sarsıcı, iç acıtıcı, göz yaşartıcı pek çok olayı iliklerime kadar hissettim.
Tek kelime ile ürkütücüydü. Ancak, bugün yaşadıklarımız da onlardan daha az ürkütücü değil.
Dün, 12 Eylül 1980 Darbesi'nin 42. yıldönümüydü. O gece tankların arasında kalmıştım. Bahçelerden geçerek, duvarlardan atlayarak, ara sokaklardan gizlenerek eve ulaşabilmiştim.
Sonrası ise sürekli gelen acı haberlerdi. En yakınlarım yakalanıp içeri atılmıştı. Hiçbirinden haber alınamıyordu. Ailelerden gelen bilgiler ise, insanın tüylerini diken diken ediyordu.
Bugün inanılması zor, ama kendilerinin derdest edilmesi yetmiyor, bazılarının eşleri, anneleri, kız çocukları evlerden toplanıyordu. Çırılçıplak soyularak gözlerinin önünde işkenceye tabi tutuluyordu.
İsim isim verebilirim. Ama çok incitici olur!