Önceki gün MGK’da da ayrıntılarıyla görüşüldü. Gündemde, Suriye sınırımızdaki gelişmeler var. Türkiye’nin, güvenliğimizi tehdit eden Suriye’deki gelişmelere müdahale ihtimali masada.
Medyada çeşitli ihtimaller yer alıyor. “Türkiye’nin, Suriye’ye
müdahale edebilmesinin hukuki alt yapısı var mı? sorusu
tartışılıyor. Nihayet, bunların tamamı dönüp dolaşıp “Acaba Amerika
ne der?” sorusuna bağlanıyor.
İyi, güzel de hangi Amerika? Askerler mi, siviller mi? Demokratlar
mı, yoksa Cumhuriyetçiler mi? Bürokratlar mı siyasetçiler mi?
Hangisi?..
ABD’li askeri yetkililere bakılırsa, onlar dünden razı. Operasyon
istiyorlar. Sınırda bir güvenli bölge oluşturulmasından yanalar.
Bunu birlikte yapma iradesini ortaya koyuyorlar. Hem de bir an
önce.
“Kesinlikle şart” diyorlar:
-Bir tampon bölgeye ihtiyaç var.
Tabii ki onların gerekçeleri farklı. Ne Suriye’deki rejimle ne de
PKK’nın Suriye kolu olan PYD ile bir problemleri var. Onların derdi
DAEŞ’le. Oluşturulacak bir tampon bölge ile DAEŞ militanlarının
dünyaya sızmasını önlemek istiyorlar.
Çünkü korkuyorlar…
Halen 11 Eylül saldırısının sendromunu yaşıyorlar. Biliyorsunuz,
İkiz Kuleleri vuran uçaklar da dışarıdan gitmişti. Almanya’dan
havalanmıştı. DAEŞ militanlarının benzer bir saldırıya geçme
ihtimali uykularını kaçırıyor.
Obama’nın Suriye Özel Temsilcisi General Allen, Türkiye’ye
defalarca geldi. Burada Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay
Başkanlığı yetkilileriyle görüştü. Her seferinde güvenli bölge
tezine destek verdi.