Söyledim, anlattım, örnekler verdim, adeta yalvardım. Dilimde
tüy bitti ama olmadı, beceremedim.
Konu: İngilizceyi öğrenme yaşı ve şekli... Ülkedeki eğitim
sisteminin doğru dürüst İngilizce öğretemediğini biliyoruz. Bu
yüzden imkanı olan aileler çocuklarına yabancı dadı tutuyor. Kimi
aile çocukla İngilizce konuşuyor.
İyi eğitim veren okullarda okutmak için harcanan çabaya ve kamyon
dolusu paraya değinmiyorum bile...
Halbuki bunun gayet pratik ve görece ucuz bir çözümü var: 10-12
yaşlarındayken çocuğu ABD'ye veya İngiltere'ye yaz kampına
göndermek. (Burada en önemli şart kampta Türklerin olmaması...)
Çocuk iyi bir okulda, ayrıca özel öğretmeni de var. Kampın bir
yararı olur mu? "Üç günde telaffuzu değişti" dedi arkadaşım. Nasıl
sevindim anlatamam. Nihayet kafamdaki programı gerçekleştiren
birisini bulmuştum.
Bugüne kadar o yaşlarda çocukları olan tanıdıklara ne zaman
"Gönderin" desem hep aynı cevabı alıyordum: "Çok küçük. Kıyamam..."
Böyle diye diye çocukların yıllarını boşa harcadılar. Çocuklar
büyüyor, dili layıkıyla kavrama yaşı geçiyor.
Arkadaşıma, "Aslında İngilizce işin sadece temeli... Çocuğun bir
başka dil daha, mesela Çince öğrenmesi çok iyi olurdu. Ancak
Amerika'ya gönderdiğiniz gibi gönül rahatlığıyla Çin'e
gönderemezsiniz" diyecek oldum.
Konuyu çoktan enine boyuna araştırmış olan arkadaşım cevabı
patlattı:
"Amerika'da, Çinlilerin kurduğu, Çince öğreten yaz okulları var.
Seneye ona gönderebiliriz."
Not 1: 10-12 diyorum ama aslında o bile geç. Çocuk bir dili yedi
yaşına kadar temellük ediyor (acquisition). Yedi yaşında sonra ise
öğreniyor (learning). Yani yedi yaşına kadar iki dilli oluyor, yedi
yaşından sonra bir dil daha biliyor.
Not 2: Bu vesileyle İspanya Kralı ve Kutsal Roma Kralı Beşinci
Charles'i hatırlayalım. Şöyle demişti: "Tanrı ile İspanyolca,
kadınlarla İtalyanca, erkeklerle Fransızca, atımla ise ... Almanca
konuşurum."
***
İKNA ETMENİN DÖRT İLKESİ
1) İstemeden önce bir şey verin... Hesaplamışlar:
Yemek sonunda müşteriye minik bir şeker sunan garsonun bahşişi
yüzde 14 artmış. Bir şeker verip tam gidecekken, geri gelip bir
tane daha vereninki ise yüzde 21 artmış.
2) Para her zaman işe yaramaz... Bir iş için para
verirseniz, insanlar, "Bunu para için yapıyorum" deyip az
çalışabilirler. Överseniz, takdir ederseniz, kutlarsanız "Zevk için
yapıyorum" derler ve daha çok çalışırlar.
3) Başkalarına benzeme güdüsünden yararlanın.
Bireyciliğe rağmen insanlar toplumsal normlara uyuyorlar.
Otellerdeki gibi "Başkaları yapıyor, siz de yapabilirsiniz" mesajı
verilebilir: "Misafirlerimizin yüzde 80'i bir havluyu en az iki gün
kullanarak doğanının korunmasına yardımcı oluyor. Siz neden
yapmayasınız?"
4) İkiyüzlülüğü kullanmak... İnsanlar ikiyüzlü ve
çelişkili görünmek istemezler. Sağda solda çektikleri söylevlere
uygun davranmalarını isteyebilirsiniz.
***
HER İŞİN BAŞI MATEMATİK
Galileo 400 yıl önce söylemişti: "Tabiatın dili matematiktir."
Köprü yapmak için matematik bilmek gerekir. Tünel yapmak, gökdelen
yapmak, yol yapmak için de...
Peki ya size, "Amacınız milyarder olmaksa, zekanız da yeterliyse,
matematikle zengin olmayı başarabilirsiniz" desem.
Gelin size Jim Simons'u hikayesini anlatayım. Tam adıyla James
Harris Simons 1938'te ABD Massachusetts'te doğar. Zeki bir
çocuktur. Ünlü MIT'de matematik okur. Doktorasını California
Üniversitesi'nden alır.
1960'larda yazdığı bir makale, önce dikkatleri çekmez ama sonraki
yıllarda String Kuramcısı fizikçilerce kullanılacaktır.
Elektronik haberleşme alanında istihbarat toplayan NSA'de şifre
kırıcı olanak çalışır. Üniversitelerde görev alır, ödüller
kazanır.
Derken Simons 40'lı yaşlarında para kazanmaya karar verir ve
1982'de Renaissance Technologies adlı bir yatırım şirketi
kurar.
Şimdi geldik olayın kritik noktasına: Simons şirketinde çalıştırmak
üzere kimleri işe alır biliyor musunuz? Borsacıları? Hayır.
İktisatçıları Pazarlamacıları? Yine bilemediniz.
Simons şirketinde fizikçileri, astronomları, istatistikçileri
istihdam ediyor. Bu zeki uzmanların ortak noktası, matematiği bir
probleme uygulamayı bilmeleriydi...
İşte böyle bir kadroyla yola çıkan şirket, bugün 18 milyar dolarlık
bir değere sahip. Simons, Forbes'un "En Zengin 400 İnsan"
listesinde 24'üncü sırada bulunuyor.
Matematik bilmeyene gelişmiş ülkelerde kız vermiyorlar.*
Jim Simons en zengin 24'üncü kişi.
***