Yazmayacaktım. Hürriyet'te Yalçın Bayer de deginince,
sikayetlerin çogaldıgını anladım. Soruna parmak basmak gerek.
Kadıköy Belediye Baskanı Sayın Aykurt Nuhoglu, Kadıköy, 19'uncu
yüzyıldan beri egitim ve kültür seviyesi Türkiye ortalamasının
üstünde olan, baskasının haklarına saygı duyan çok sayıda insanın
yasadıgı bir bölgedir.
Ilçede konserler, kitap günleri, tiyatro gösterileri, filmler yıl
boyunca birbirini takip eder. Arada sırada da yerel kültürlerle
ilgili günler de düzenliyorsunuz. Daha dogrusu düzenleyenlere yer
gösteriyorsunuz.
Geçen hafta, 10 yıldır yapılageldigi gibi, cumadan pazara, üç gün
süren, Gaziantep Tanıtım Günleri vardı Selamiçesme Özgürlük
Parkı'nın hemen bitisiginde, pazar kurulan sokakta. Ben yerel
kültürlerin desteklenmesinden yanayım. Böyle bir etkinlik için asla
yapılmasın demem. Tabii ki yapılsın. Ama nasıl?
? Birinci sorun, davul-zurna iskencesiydi. Bizim evde gayet iyi bir
çift (aslında üç!) cam sistemi var. Sadece sogugu ve sıcagı
engellemekle kalmıyor, gürültüyü de ciddi miktarda kesiyor. Ancak
etkinlikte çalınan davul acayip bir seydi. Camlar kapalı olmasına
karsın beynimizin içinde çalındı davul, üç gün boyunca. Dayanılır
gibi degildi. TV'yi açtım, müzik çaldım, kulaklarıma pamuk tıkadım;
yine de bana mısın demedi.
ESKİ BİR İLETİŞİM ARACI
Davul-zurna köy ve kasaba türü mahallerde kullanılan bir iletisim
aracıdır. Dügününüz varsa köyün bir ucunda çalarsınız, diger ucunda
duyulur.
Büyük kentte ise bugün internetinden bilborduna çok sayıda çagdas
iletisim aracı bulunuyor. Davul çaldıgınızda sadece çevredeki
apartmanlara duyurursunuz sesinizi. Halbuki Antep Günleri'nin
hedefi bütün Kadıköy, hatta bütün Anadolu yakası. Çok meraklıysalar
davulu Kartal'da, Pendik'te Ümraniye'de çalsınlar. Üç gün boyunca
Selamiçesme'yi inletmenin anlamı ne?
Alısveris yapan veya kebap yiyen insanlara ne diye davul-zurna
çalınır? Siz hayatınızda "Ortam çok hostu: Kebap yiyip davul-zurna
dinledik" diyen birisini duydunuz mu?
Aykurt Bey, evinizin önüne gelmis bir davulcunun, üç gün boyunca
beyninizi tokmaklamasına tahammül edebilir misiniz? Etmezsiniz. O
halde bizi rahatsız etmesine de göz yummayın lütfen.
Sahan ve Çanak gibi tanınmıs lokantalar, dükkanlarının önünde üç
gün boyunca davul çalınmasını kabul ederler mi? "Kardesim git baska
yerde çal, müsterileri rahatsız ediyorsun" demezler mi? Peki burada
niye demiyorlar?
Urfa Günleri'nde de aynı sey oluyor. Tek yapacagınız etkinlige
elbette izin vermek ama "davul-zurna yok" demek. Bu kadar
basit...
Sikayet hattınızı arıyoruz. Görevli arkadas "Kaydınızı aldım"
diyor. Sonra? Koca bir hiç! Davul aynen devam. Koskoca etkinlikte
bu rahatsızlıga dur diyecek iki zabıtanız yok mu?
? Gelelim müzige... Adamlar müzigi bangır bangır açmıslar, türkü
çıgırıyorlar. Antep havası mı? Yoo... Gün boyu sekiz kere Urfa
kökenli Kara Üzüm Habbesi'ni söyleyip Roman havalarıyla devam
ediyorlar. Arada Türk sanat müzigi çaldıkları bile oluyor.
İNSANI KEBAPTAN SOĞUTTULAR
Yani "Gaziantep'in tanıtımı" iddiası koca bir uydurmacadan ibaret.
Belli ki etkinligin esas amacı, organizatöre ve katılan esnafa para
kazandırmak...
Kazandıklarında elbette gözümüz yok. Yeter ki rahatsızlık
vermesinler. Ancak umurlarında degil... O halde onlara haddini
bildirmek, belediyenin görevi.
En büyük sorun, aksam indiginde bangırdamaya devam etmeleri.
19:00'u geçe aksam oluyor, bunlar 20:30'a kadar devam ediyorlar.
Eger konser vermeye çok meraklıysalar, Özgürlük Parkı'nın ortasında
konser alanı var. Oraya gitsinler.
? Gelelim Yalçın Bayer'in sözünü ettigi kebaplara... Fiyat beni
ilgilendirmiyor. Ancak...
Bir lokantanın filtreli bacası yoksa ceza kesiyorsunuz. Degil mi? E
ama bu arkadaslar üç gün boyunca çevrenin canına okuyorlar. Ben
dogma büyüme Istanbulluyum. Ama kebaba bayılırım. Ancak itici,
hatta mide bulandırıcı bir yag kokusu etrafı sarıyorsa... Daire
kapısını açtıgımda, burnuma yumruk çakan bir duman ve yag kokusuyla
karsılasıyorsam olmaz. Bu iste bir yanlıslık vardır.
Almanya, Hollanda ve Italya'da bu tip etkinlikleri gezdim. Izgara
da vardı, müzik de... Ama hiçbirinde çevre apartmanlarda oturanlar
böylesine rahatsız edilmiyordu. Bizim de tek talebimiz var:
Medeniyet!
Not 1: Ben örnegi yasadıgım Kadıköy'den verdim.
Eminim baska ilçelerde daha da vahim ses ve koku saldırıları
yasanıyordur.
Not 2: Koskoca Kadıköy ilçesinde baska yer mi yok?
Neden her seferinde Selamiçesme?