Emre Aköz Sabah Gazetesi

Bienal partisindeki o saat

Perşembe akşamı Hollanda Başkonsolosluğu'nda, İKSV'nin düzenlediği 4. İstanbul Tasarım Bienali'nin açılış partisi vardı. Arkadaşlarla sohbet ederken, bahçeye bakan bir binanın yan...

23 Eylül 2018 | 2.099 okunma

Perşembe akşamı Hollanda Başkonsolosluğu'nda, İKSV'nin düzenlediği 4. İstanbul Tasarım Bienali'nin açılış partisi vardı. Arkadaşlarla sohbet ederken, bahçeye bakan bir binanın yan duvarına yansıtılmış ışıklı saate kaydı gözüm. Meğer SALT Galata'daki Zaman Okulu başlıklı etkinliğe sponsor olan, lüks erkek saatleri firması Panerai'nin reklamıymış. Sordular: "Niye dikkatini çekti?" Çünkü Türklerin saatlerle ilişkisi yamuktur. Meydan saatlerinin çoğu bozuktur. Otellerin, okulların, kışlaların salonlarında saat yoktur. Herkeste cep telefonu vardır ama randevu saatine asla uymazlar. (Tabii orası Hollanda toprağıydı!)

Teferruat: İsmet İnönü, 1960'larda Atom Enerjisi Kurumu'nu gezmektedir. Yöneticiler, 'Büyük aşama kaydediyoruz' diye böbürlenmektedir. Başbakan sorar: "Duvardaki şu saat niye çalışmıyor?"

Uydu görüntüsü: Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü başlıklı bir roman yazması tesadüf değildir. Öyle bir roman İtalya'da da yazılabilirdi ama Almanya'da asla!

Yamyam restoranı
İnsan dahil 140 hayvan yamyamdır. Yani kendi türünü yer. Bir yamyam lokantasında karnınızı insan etiyle doyurmak isterseniz, tercihiniz şöyle olmalı:
Beyin: Lezzetlidir ama yemeyin. İçindeki bazı maddeler sağlığınıza dokunur.
Boyun: Kuşbaşı halinde kesilerek yapılmış çorbası ve yahnisi güzeldir.
Kol: Serttir. Kısık ateşte uzun süre pişirilmiş olmalı.
Akciğer: Demiri boldur. Kansızlara yarar.
Kaburga: Mangalda şahane olur.
Karaciğer: Yemeyin! A vitamini zehirlenmesine uğrayabilirsiniz.
Kollar: Serttir. Koyun bacağı gibi uzun süre pişirmesi gerekir.
Bacaklar: Serttir. Sebzelerle birlikte güveci yapılır. Yavaş pişirince lezzeti ortaya çıkar. Afiyet olsun!

Fikret Orman ve Türkçe
BJK Başkanı Fikret Orman'ın, seçimlerden önce yaptığı konuşmada geçen bir sözü, bütün medyada yer aldı: "Sütten çıkmış ak kaşık değiliz. Hatalar da yapıyoruz." Fikret Bey bunu söylerken ne tür hataları kastediyordu? Elbette ki hesap hataları, öngörü hataları, strateji hataları gibi yöneticilerin düştüğü hataları... "Sütten çıkma ak kaşık olmamak" deyimi ise ahlaki zaaf ve defolar hakkındadır. Etik dışı, dürüst olmayan, çıkarcı, art niyetli, sahtekarca davranışlar bu sınıfa girer. Ancak Fikret Orman'ın kastı onlar değildi. Velhasıl Fikret Bey deyimi yanlış kullandı. Türkçe kimsenin umurunda olmadığı için de değinen çıkmadı.

Bunlar usta değil kalfa
Tesisatçı, boyacı, marangoz fark etmez. İş bitmeden paralarının tamamını asla vermeyin. Son ana kadar yarısı sizde kalsın. Çünkü 10 ustadan 9'u usta değil. En iyisi kalfa seviyesinde; 40 yaşına gelip çırak kalmış olanlar var. Dolayısıyla sürüyle eksik ve yanlış iş yapıyorlar. Parayı alınca arazi oluyorlar. İşi üç-beş kere gözden geçirin. Sabah ve akşamüstü bakın. Arkadaşınıza gösterin. Üç gün sonra tekrar inceleyin. İçinize sinene kadar parasını vermeyin. Bir solukta sekiz-on yalan söylerler. Yakınmalarına, yalvarmalarına aldırmayın. İş yüzde yüz tamamsa parasını verin. Gönlünü okşamayı ihmal etmeyin.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şeyhül Muharririn 12 Kasım 2018 | 914 Okunma Cenaze marşı 11 Kasım 2018 | 716 Okunma Milyar dolarlık arayış 10 Kasım 2018 | 4.316 Okunma Kaşıkçı niye öldürüldü? 04 Kasım 2018 | 5.697 Okunma Bellek dostu yazı tipi 03 Kasım 2018 | 253 Okunma