Perşembe akşamı Hollanda Başkonsolosluğu'nda, İKSV'nin
düzenlediği 4. İstanbul Tasarım Bienali'nin açılış partisi vardı.
Arkadaşlarla sohbet ederken, bahçeye bakan bir binanın yan duvarına
yansıtılmış ışıklı saate kaydı gözüm. Meğer SALT Galata'daki Zaman
Okulu başlıklı etkinliğe sponsor olan, lüks erkek saatleri firması
Panerai'nin reklamıymış. Sordular: "Niye dikkatini çekti?" Çünkü
Türklerin saatlerle ilişkisi yamuktur. Meydan saatlerinin çoğu
bozuktur. Otellerin, okulların, kışlaların salonlarında saat
yoktur. Herkeste cep telefonu vardır ama randevu saatine asla
uymazlar. (Tabii orası Hollanda toprağıydı!)
Teferruat: İsmet İnönü, 1960'larda Atom Enerjisi Kurumu'nu
gezmektedir. Yöneticiler, 'Büyük aşama kaydediyoruz' diye
böbürlenmektedir. Başbakan sorar: "Duvardaki şu saat niye
çalışmıyor?"
Uydu görüntüsü: Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü
başlıklı bir roman yazması tesadüf değildir. Öyle bir roman
İtalya'da da yazılabilirdi ama Almanya'da asla!
Yamyam restoranı
İnsan dahil 140 hayvan yamyamdır. Yani kendi türünü yer. Bir yamyam
lokantasında karnınızı insan etiyle doyurmak isterseniz, tercihiniz
şöyle olmalı:
Fikret Orman ve Türkçe
BJK Başkanı Fikret Orman'ın, seçimlerden önce yaptığı konuşmada
geçen bir sözü, bütün medyada yer aldı: "Sütten çıkmış ak kaşık
değiliz. Hatalar da yapıyoruz." Fikret Bey bunu söylerken ne tür
hataları kastediyordu? Elbette ki hesap hataları, öngörü hataları,
strateji hataları gibi yöneticilerin düştüğü hataları... "Sütten
çıkma ak kaşık olmamak" deyimi ise ahlaki zaaf ve defolar
hakkındadır. Etik dışı, dürüst olmayan, çıkarcı, art niyetli,
sahtekarca davranışlar bu sınıfa girer. Ancak Fikret Orman'ın kastı
onlar değildi. Velhasıl Fikret Bey deyimi yanlış kullandı. Türkçe
kimsenin umurunda olmadığı için de değinen çıkmadı.
Bunlar usta değil kalfa
Tesisatçı, boyacı, marangoz fark etmez. İş bitmeden paralarının
tamamını asla vermeyin. Son ana kadar yarısı sizde kalsın. Çünkü 10
ustadan 9'u usta değil. En iyisi kalfa seviyesinde; 40 yaşına gelip
çırak kalmış olanlar var. Dolayısıyla sürüyle eksik ve yanlış iş
yapıyorlar. Parayı alınca arazi oluyorlar. İşi üç-beş kere gözden
geçirin. Sabah ve akşamüstü bakın. Arkadaşınıza gösterin. Üç gün
sonra tekrar inceleyin. İçinize sinene kadar parasını vermeyin. Bir
solukta sekiz-on yalan söylerler. Yakınmalarına, yalvarmalarına
aldırmayın. İş yüzde yüz tamamsa parasını verin. Gönlünü okşamayı
ihmal etmeyin.