Hafta içinde Haliç'e nazır Rahmi Koç Müzesi'ne gittiğimizden dün
söz etmiştim. Buradaki en ilginç parçalardan biri İkinci Wilhelm'in
yemek vagonuydu.
Kaiser, Birinci Dünya Savaşı henüz sürerken 1917 yılında
Almanya'nın müttefiki olan Osmanlı'yı ziyaret eder. İstanbul'a
trenle gelir. Trende görkemli bir yemek vagonu vardır. Kaiser ile
Sultan Reşad (Beşinci Mehmed) bu vagonda yemek yerler.
II. Wilhelm ülkesine dönerken vagonu padişaha hediye eder. Sonra
büyük karışıklıklar başlar: Harbin kaybedilmesi. Ülkenin işgali.
Kurtuluş Savaşı. Ve nihayet 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in
kurulması...
Vagon o arada unutulur. TCDD'nin ücra bir hangarında yok oluşu
beklemektedir. Derken keşfedilir. A'dan Z'ye elden geçirilir. Eski
ışıltısına kavuşarak Koç Müzesi'ndeki yerini alır.
Erken Cumhuriyet de denilen 1923-1938 arasında otomobil yeni yeni
gelişiyordu. Uçak henüz emekleme dönemindeydi. Başlıca seyahat
aracı trendi. Bu nedenle Mustafa Kemal'in aşina olduğumuz bazı
fotoğrafları trende çekilmiştir. (Zaten uçağa binmezdi.)
II. Wilhelm'in yemek vagonunun adı Berlin 65'ti. Atatürk'ün de,
1935'ten 1938'e kullandığı, Beyaz Tren denilen ve Almanya'da
yaptırılan dokuz vagonluk özel bir treni vardı. Atatürk vefat
ettiğinde, naaşı İzmit'ten Ankara'ya bu trenle taşınmıştı.
1950-1960 yılları, Demokrat Parti dönemiydi. ABD'nin de etkisiyle
karayolları şahlanmıştı. 1950'lere kadar Anadolu olabildiğince
demir ağlarla örülmüştü. 1950'den sonra da asfalt ağlarla örülür
oldu.
Derken 1980'lerde, ülkeyi dünyaya açan Turgut Özal döneminden
itibaren uçağın yükselişine şahit olduk. Türkiye küresel ekonominin
parçası haline gelmişti. Bunun ulaşımdaki karşılığı havayollarıydı.
Bilhassa 2000'lerden sonra Türk Hava Yolları aldı başını gitti.
Ya...