Aynı olay benim de başıma gelmişti... Motoru açıp kapamakla kedinin
sesi değişmiyorsa, ölüm tehlikesi yoktur. Kedi acıkınca
kendiliğinden çıkar.
Ancak çözümü hızlandırmak istiyorsanız...
1) Kedi maması filan koyabilirsiniz. Kokuya gelecektir. 2)
YouTube'ta 'yavrusunu çağıran anne kedi' (mother cat calling
kittens) videoları var. Telefonun sesini iyice açarak oynatın.
Büyük olasılıkla çıkar. 3) "Varsa sireni çalıştırın" diyenler
oluyor ama tavsiye etmem. Kedicik korkudan altına yapabilir.
***
Öğretmenim YouTube
Araştırma ABD'de yapılmış, Ancak eminim ki pek yakında bütün dünya
için geçerli olacak: 'Z Kuşağı' da denilen, 14-23 yaş arasındaki
gençlerin çoğu, YouTube'un eğitimlerine yaptığı katkının, ders
kitaplarından daha fazla olduğunu söylemiş.
Bence kitaplardan bir adım öteye gitmek de mümkün: YouTube'un ve
benzeri video sitelerinin öğrenciye katkısı, 'işimi bitireyim de,
bir an evvel eve gideyim' diye düşünen memur kafalı bir öğretmenden
daha fazla olduğuna ben eminim.
Bize gelirsek... Türkler zaten kitaptan değil, birbirlerinden
öğrenirler. Dolayısıyla yanlış bilgiler, virüs gibi yayılır.
YouTube sayesinde Türk gencinin zihnindeki 'doğru bilgi miktarı' az
da olsa artacaktır.
Dönüp kendi gençliğime bakıyorum da... Bizim zamanımızda YouTube
olsaydı, şimdi bambaşka bir insan olurdum. Karakter açısından değil
elbette, bilgi ve daha önemlisi beceri olarak.
***
Mantık çekirge, mantık!?
YouTube'lar filan güzel de, bunlar dil sorunlarına derman olmuyor.
De'lerin, da'ların, mı'ların, mi'lerin ayrılmasını filan geçtim.
Kağıdın ölümüyle birlikte, kaybedileceği çoktan belli olan savaş da
sona erecek.
Aslında o tür yanlışları ben fazla önemsemiyorum. Çünkü dilin
'keyfi' yönüyle ilgili. Zamanında birileri "Mi'leri ayrı yazalım"
demiş, öyle olmuş. Denmeyebilirdi. Öyle bir kural olmayabilirdi.
Ancak bir de mantık hataları var ki işte onları önemsiyorum.
Geçen gün 'House Doktor' dizisini izliyorum. Demode bir evin, küçük
dokunuşlarla nasıl albenili hale getirilip kolayca satılabileceğini
anlatıyor.
Sunucu Tracy Metro ve takımı, evi güzelleştirmek için önce dar
bütçeli bir plan yapıyor. Ardından Tracy (çeviride) şöyle diyor:
"Tamamdır... İşe koyulmaya başlıyoruz..."
Sevgili çevirmen arkadaşım. Ya 'işe başlamak' denir ya da 'işe
koyulmak'. İkisi aynı anlamdadır. "İşe koyulmaya başlayalım"
demenin "mesela örneğin" demekten çok farkı yoktur.
***