Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Avusturya İmparatoru'nun
elçisi olarak İstanbul'a gelen Ogier Ghiselin de Busbecq'in, Türk
Mektupları adlı anılarını okuyordum. Bir süre İstanbul'dan
ayrılmasına izin verilmeyen Busbecq, hem eğlenmek için, hem de
doğaya meraklı bir Rönesans insanı olarak evini hayvanlarla
doldurur: Geyik, taçlı turna, kurt, ayı, fare, vaşak, gelincik,
sansar, domuz, maymun ve daha neler neler...Bunları anlatırken de
"Evim Nuh'un Gemisi'ne benzedi" diyor.
Ben de meraklandım: Acaba Nuh'un Gemisi'nde kaç hayvan vardı?
Geminin varlığına inananlarla, inanmayanlar arasında bir tartışma
olduğunda konuşma ilginç bir şekilde ilerler: İlk başta gayet
dünyevi bir anlatım vardır. Ağaçlar kesilir, üç katlı gemi yapılır
vs.
Derken gemiye inanmayan kişiler soru sormaya başlar: "Peki Nuh'un
Gemisi'ne kaç hayvan konuldu? Geminin büyüklüğü o kadar çok hayvanı
almaya yeterli miydi?"
Bu sorular genellikle cevapsız kalır. Çünkü inanan kişi olayın bu
yönünü önemsememiş, hikayeyi olduğu gibi kabul etmiştir. O ana
kadar dünyevi (fiziki) olan anlatım aniden metafiziğe sapar.
Cevaplar Tanrı'ya havale edilir. Mesela şöyle... Soru: "Gemiye
bindirilirken hayvanlar kavga etmedi mi?" Cevap: "Tanrı aralarında
sulh yaptı." Bu durumun dinlerini mantıksız kıldığını gören bazı
Hıristiyan araştırmacılar, akılcı cevaplar bulmak için kolları
sıvamış...
Bunlardan biri de Noah's Ark: A Feasibility Study (Nuh'un Gemisi:
Bir Uygulanabilirlik Çalışması) başlıklı kitabın yazarı John
Woodmorappe...
Uzunluğu 137 metre (kimine göre 168 m), genişliği 22 metre (28 m
diyen de var), yüksekliği ise 13 metre (17 metre de deniyor) olduğu
düşünülen geminin kaç hayvan alabileceğini hesaplamış.
Öte yandan sorular bitmiyor tabii: Kimi et, kimi ot yiyen onca
hayvanı beslemek için gemiye alınan yiyecekler nereye kondu?
Bir de çoğu insanın aklına gelmeyen hınzır bir soru var: On
binlerce hayvanın dışkısı nasıl temizlendi?
Tarihteki en uzun ahşap gemi olan 140 metrelik Wy...