Tek kişilik kampanyama "Günün Şanssız Kitabı" adını
vermiştim.
Kitaplıklarda boşluk kalmamış, yeni bir kitaplık için de evde yer
yoktu. Kitaplar yerlerde sürünmeye başlamıştı.
Kampanyayı Mayıs 2014'te başlattım. Her gün evden gidecek bir kitap
seçiyordum. Yedi ay sonra bitirdiğimde, 210 kitap artık başkasının
olmuştu.
Süreç kolay geçmedi. İnsan, "Bu dağınıklıktan mutlaka kurtulacağım"
der. Ancak iş veda edilecek kitapları (veya diğer eşyaları) seçmeye
gelince kıyamaz.
Raftan çekilen her kitabın, kişinin özel tarihinde bir yeri vardır.
Birden anılar canlanır. İnsanın benliğini tuhaf bir suçluluk hissi
kapsar.
Geçen gün "Duygusal ilişkiniz olan şeyleri, suçluluk hissetmeden
nasıl elden çıkarırsınız" başlıklı bir yazıya rast geldim.
Meğer ne çok insan varmış benzeri sorunları yaşayan! Giysileri,
küçük ev aletlerini, ayakkabıları, gazeteleri biriktiren... Evlerin
dağınıklığına bir türlü çözüm bulamayan... Ancak boğucu hale gelen
ıvır zıvırdan kurtulmayı bir türlü başaramayan...