12 Mart 1971 Askeri Darbesi’nden sonra, bu
darbenin kendisine karşı yapıldığını belirterek askerlere karşı
tavır alan Bülent Ecevit, bu tutumuyla, sadece
İsmet İnönü’yü yenerek CHP Genel Başkanlık
koltuğuna oturmakla kalmamış, aynı zamanda, Süleyman
Demirel’e kızan Celal Bayar’ın
Ferruh Bozbeyli başkanlığındaki Demokratik Parti
adına Adalet Partisi’nin oylarını bölerek, onu ikinci sıraya
düşürmesiyle, 1973 seçimlerinden birinci parti çıkarak Başbakan
olmuştu.
Başbakanlığı sırasında, Kıbrıs’taki soydaşlara
karşı uygulanan soykırıma ve Nicos Sampson’un
Yunanistan Albaylar Cuntası Hükümetinin desteğiyle yaptığı darbeye
karşı Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’teki müdahalesini gerçekleştiren
Ecevit, tarihe “Kıbrıs Fatihi” olarak
geçti.
1975’te, Erbakan’ın
kaprislerinden bıktığını söyleyen Ecevit,
“Kıbrıs Fatihi” unvanının da desteğiyle,
Ferruh Bozbeyli’nin göz kırpan
tavrına inandı ve Demokratik Parti ile hükümet kuracağı umuduyla
koalisyonu bozdu.
***
Ama bu arada Din/Tarım
toplumunun çağ gerisi siyasal temsilcileri
ve emperyalist güçler de boş
durmuyorlardı:
1) ABD’nin desteğiyle “söz dinlemeyen
müttefik Ecevit”i yola getirmek
için...
2) Ferruh Bozbeyli’nin
Demokratik Partisi parçalanmış...
3) Demokrat Parti’nin devamı olan
Süleyman Demirel’in Adalet Partisi
güçlendirilmiş...
4) Ve birbirinin seçmenlerinden oy istedikleri
için “Düşman kardeşler” olan, Dinci Sağın temsilcisi
Necmettin Erbakan, Milliyetçi Sağın temsilcisi
Alparslan Türkeş ve Orta/Liberal
Sağın Temsilcisi Süleyman Demirel arasında hükümet
kurma müzakereleri başlatılmıştı.
***
Demirel, Erbakan ve Türkeş, Din/Tarım
toplumu güçlerinin ve kültürünün temsilcileri olduklarından ve aynı
tür seçmene yönelmiş bulunduklarından, geçmişte aralarında çok sert
kavgalar yaşanmış ve ciddi düşmanlıklar doğmuştu.
Hem değişik programlardan dolayı, hem de eski
düşmanlar oldukları için müzakereler çok uzun sürdü.
Bu müzakereler sonunda,
Süleyman Demirel yeniden başbakan
olmak uğruna:
1) Güvenlik ve asayiş konularını Meclis’te üç
milletvekili olmasına karşın Milli Hareket Partisi’nin lideri
Alparslan Türkeş’e...
2) Milli Eğitimi de dinci eğitimi savunan Milli
Selamet Partisi’nin Genel Başkanı Necmettin
Erbakan’a teslim etti.
Sonuç: Tırmanan terör, bozulan
ekonomi, ve beyni yıkanan genç kuşaklar
oldu.
Bu süreç Ecevit’e 1977
seçimlerinde yüzde 41.4 oy getirdi ama,
düzenin ayarı öylesine bozulmuştu ki, onu
Ecevit de düzeltemedi ve işler daha kötüye
gitti:
12 Eylül 1980 Askeri
Darbesi’nin ayak sesleri duyulmaya
başlamıştı.
***