Aykut Küçükkaya ile birlikte
yazdığımız, bugünlerde 28. basımı yapılan “Gezi Direnişi” kitabının
kapağında “Artık Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak”
demiştik.
Kitapta yaptığım yorumlarda, Gezi Direnişi’nden sonra iktidarın
önünde ya Demokratikleşmek, ya da sertleşmek yönünde iki zıt yol
olduğunu...
Erdoğan/AKP iktidarının muhtemelen, yanlış olan sertleşmek
yolunu seçeceğini, bu yolun ise iktidarın sonunu getireceğini
belirtmiştim.
Bugün işte o noktadayız!
*** Gezi eyleminden sonra,
AKP/Erdoğan iktidarı, içte ittifak ettiği Fethullah
Gülen Cemaati ile düşmanlaşmış, bu Cemaatin düzenlediği
bir darbe teşebbüsüne maruz kalmış...
Yine içte ittifak ettiği ve tepe tepe sonuna kadar kullandığı
liberal sol kesim ile bütünüyle zıtlaşmış...
Bu her iki eski müttefikinin mensuplarını hapse atmıştır.
Dışta, halkı “Tam üye olacağız” diye aldattığı Avrupa Birliği ile
ilişkileri zayıflatmış ve dondurmuş, hatta düşmanlaştırmış...
Kendisini iktidara taşıyan Amerika Birleşik Devletleri ile
zıtlaşmış, Suriye konusunda ters noktalara savrulmuş...
“Komşularla sıfır sorun” derken, bütün komşularla kavgalı hale
gelmiştir.
Özet olarak, tamamen yalnızlaşmış...
Dinci politikalarını, bir zamanlar şiddetle reddettiği
“ayaklarımızın altında çiğnedik” dediği milliyetçi politikalarla
birleştirerek, otoriter bir çizgiye oturmuştur:
15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden sonra, OHAL ilan ederek,
ülke...