Sevgili okurlarım, Prof. Rona Aybay,
Türkiye’nin en seçkin hukukçularından ve
akademisyenlerindendir.
Hukukçu bir aileden gelir:
Ağabeyi Prof. Aydın Aybay Cumhuriyet
Vakfı’nın kurucularındandır.
Bir başka ağabeyi Kaptan
Gündüz Aybay, Deniz Hukuku
konusunda uzmandır.
Rona Aybay da, ağabeyleri gibi Türkçe âşığı,
Hukuk Profesörlüğünün yanında dil uzmanı da olan bir
yazardır.
12 Eylül 1980 askerî darbesinden sonra 1402’lik olarak
üniversiteden ihraç edilmiş 7 yıl sonra Danıştay kararıyla
üniversiteye dönmüştür.
Bosna-Hersek İnsan Hakları Mahkemesi’nde, Avrupa Konseyi tarafından
seçilmiş uluslararası yargıç olarak görev de yapmış, övündüğümüz
bir aydınımızdır.
Pazar günkü yazımda
“1402’liklerin tasfiyesi” hakkında verdiğim
bilgilereönemli katkı yapan bir
mektup yollamış.
***
Sevgili Emre Kongar,
Türk akademik ve siyasal yaşamımızın önemli olaylarından
sayılan “1402’likler” konusunu, başından sonuna en iyi
bilenlerden olduğumu söyleyebilirim.
Çünkü, hem kendim 1402’liklerdenim, hem de şimdi artık hayatta
olmayan Bülent Tanör ve Üstün
Korugan da içinde olmak üzere birçok 1402’lik öğretim
üyesinin avukatlığını rahmetli ağabeyim (o da 1402’lik olan) Prof.
Aydın Aybay’la birlikte üstlenmiş; İdare
Mahkemelerinde ve Danıştay’da davaları savunmuş ve sonunda 1988
yılında, 1402’liklerin göreve dönmelerini sağlayan Danıştay
İçtihadı Birleştirme Kararının oluşmasına, avukat olarak katkı
sunmuş biriyim.
Bu satırları yazışımın nedeni; 19 Şubat 2017 günü
yayınlanan “Unutamadıklarım” başlıklı yazınızda yer alan
ve 1402’liklerin göreve dönmelerinin yasayla sağlandığını belirten
şu tümcenizi, okurlara yanlış bilgi verebilecek nitelikte
görmemdir:
“On yıl sonra, Üniversiteden atılan ve ‘1402’lik denilen
öğretim üyelerininhepsinin, benim gibi istifa edenler de dahil
olmak üzere, kadro şartı aranmaksızın Üniversite’ye
onurlarıyla geri dönmelerinin yasayla sağlandığını
(….) unutamıyorum.”