Emre Kongar Cumhuriyet Gazetesi

Adaletsizliği kanıksamak

İnsanlar, bir kötülüğü, bir yanlışı nasıl kanıksar? O kötülük ya da yanlış, zorla günlük yaşamın bir parçası yapılırsa... İnsanlar normal yaşamlarını...

30 Eylül 2018 | 3.256 okunma

İnsanlar, bir kötülüğü, bir yanlışı nasıl kanıksar?
O kötülük ya da yanlış, zorla günlük yaşamın bir parçası yapılırsa...
İnsanlar normal yaşamlarını sürdürebilmek için, o yanlış veya kötü uygulamalara uymak zorunda kalırlarsa...
Bir başka deyişle “devlet”, vatandaşlarını, kötü ve yanlış uygulamaların olduğu bir yapıda yaşamaya mecbur ederse!

***

“Devlet”, kaba kuvvete dayalı olan egemenlik gücü aileden ve geleneklerden gelen, ama bu gücü tanrıdan aldığını iddia eden ceberrut toprak ağaları tarafından kurulduğu için, yine bunlar tarafından idare edilir ve elbette “adalet” de bu despotların merhametine bağlı olurdu.
Bireyin topraktan bağımsızlaşması, bu devlet biçimini değiştirdi ve insanlar devleti “demokratikleştirerek” “adaleti” de, temel hak ve özgürlükler bağlamına yerleştirdiler.
Türkiye Cumhuriyeti, insanlığın yüzyıllar süren bu evrimini, Atatürk Devrimleri ile 15 yıla sığdırmaya çalıştı.
1923’ten bugüne kadar geçen 95 yıl boyunca ülke, “Demokratik ve Laik Hukuk Devleti” kavramını hep bir hedef olarak kabul etti ama “Devletin” uygulamaları her zaman bu yönde olmadı.
Bugün artık “Tek Adam Yönetimi” haline getirilmiş olan ucube bir rejim altında, “adalet” de yeniden bir kişinin merhametine bağlanmış görünüyor.
Bu ucube rejim altında günlük yaşamlarını sürdürmek zorunda olan vatandaşlar da, mecburen, yapılan adaletsizliklere boyun eğmek, bunları kanıksamak durumunda kalıyor.

***

Milletvekilleri, belediye başkanları, akademisyenler, yazarlar, öğrenciler, sosyal medya hesabı sahipleri, hamile ve/veya yeni doğum yapmış kadınlar ile birlikte yüzbinlerce vatandaşın “terör örgütü ilişkisi/propagandası” veya “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarıyla soruşturmaya uğradığı, bir kısmının hapisle cezalandırıldığı veya işinden atıldığı bir rejim altında yaşayan yurttaşlar...
Bütün bunların “normal devlet” işleyişi olduğu konusunda eğitilmeye de çalışılıyor.
Örneğin dünkü Cumhuriyet’te fotoğraflı olarak yayımlanan haber şöyle:
FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden ders çıkartamayan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) çocukları dini tarikat ve cemaatlere teslim etmeye devam ediyor.
Son olarak Ankara Yenimahalle’de bulunan 114 öğrencinin eğitim gördüğü Abdülkadir Geylani İmam Hatip Ortaokulu’na tarikatların hâkim olduğu ileri sürüldü.
Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre, bakanlığın unuttuğu okulda, çocuklar MEB yönetmelikleri ile alakası olmayan şekilde sarıklı cübbeli ‘hoca’lara emanet edildi.
Sakallı ve takkeli Anadolu İlim ve İrşad Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dilmen tarafından çocuklara ‘Değerler Eğitimi’ adı altında ‘Adalet’ dersi veriliyor.
Okul yönetimi Dilmen’in gerçekleştirdiği eğitimlerin ‘Dini Değerler ve İnsanlar arasında Saygı ve Adalet’ konulu söyleşi olduğunu savundu.”

***

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Milli eğitim ve laiklik (2) 22 Kasım 2024 | 54 Okunma Milli eğitim ve laiklik (1) 21 Kasım 2024 | 222 Okunma Topyekûn saldırıya karşı topyekûn direniş! 19 Kasım 2024 | 297 Okunma Devlet çöktüğünde! 17 Kasım 2024 | 132 Okunma Demokratik örgütlü direniş (3) 15 Kasım 2024 | 85 Okunma