Son günlerin eylemleri ve söylemleri, 2015 seçimlerinde iki
partinin kampanya stratejilerini açıkça ortaya koydu:
İktidardaki AKP, kavgadan, çatışmadan yana, gerginlikten medet
umuyor.
Ana muhalefet partisi CHP, barıştan, herkesi kapsamaktan yana,
diyalog ve uzlaşma arıyor.
***
Adliye Sarayı’na garip bir baskın, değerli bir savcının şehit
edilmesi, iki teröristin öldürülmesi...
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne anlamsız ve saçma bir saldırı, bir
teröristin öldürülmesi...
Ağrı’da nasıl ve nereden çıktığı tam anlaşılamayan bir asker-PKK
çatışması, yaralılar, ölüler; halkın çatışmaya karşı tavır
koyması...
Selahattin Demirtaş ile Ahmet Davutoğlu arasında “yalancılık”
suçlamalarına kadar varan görüş ayrılıkları ve polemikler...
Havuz medyasında bütün bunların bir “üst akıl” tarafından AKP’ye
karşı planlanan komplonun sonuçları olduğu ama hepsinin AKP
iktidarına yarayacağına ilişkin yorumlar...
Yine aynı yandaş medyada, CHP’nin iktidarı protesto eylemi olarak
önerdiği, en masum biçimdeki “alkış”ın, “provokasyon” olarak
nitelenmesi...
Ve bu arada internette dolaşan, bütün bunların AKP’nin artık egemen
olduğu “derin devlet” tarafından planlandığına ilişkin
iddialar!