Yazının asıl başlığı
“Anayasa Mahkemesi, AYM, Linci
Meşrulaştırabilir mi?”
olacaktı...
Yer darlığından dolayı kısa kestim!
***
Tarihsel, Hukuksal ve
Demokratik açılardan “sorulması bile ayıp”
olan bu soru AYM’nin önüne
geliyor!
O Anayasa Mahkemesi ki,
Türkiye’nin “Demokratik, Laik ve Sosyal
Hukuk Devleti” düzenini korumaya yemin etmiş
yargıçlardan oluşur!
O Anayasa Mahkemesi ki, 1990’lı yıllarda,
Olağanüstü Hal, OHAL bağlamında çıkarılan kanun hükmünde
kararnamelerin, KHK’lerin, OHAL bağlamında olup olmadığını ve
Anayasa’ya uygunluğunu incelemek konusunda bağlayıcı bir
“içtihat kararı” almıştır.
O Anayasa Mahkemesi ki, AKP/
Erdoğan iktidarı yargıya siyaseten el koyduktan
sonra, bu içtihat kararını değiştirmiş ve OHAL ilanı kapsamında
olup olmadığına ve Anayasa’ya uyup uymadığına bakılmaksızın bütün
OHAL KHK’lerini denetim dışında bırakmıştır!
***
Sosyal Demokrat Halkçı Parti
(SHP) 1990 yılında çıkarılmış olan 2 ayrı
OHAL KHK’sini AYM’ye götürmüş ve Mahkeme,
iptal için şu kararı vermişti.
“424 ve 425 sayılı KHK’ler;
Anayasa’nın 121. maddesinin öngördüğü ve yine
Anayasa’nın 148. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin
denetimi dışına çıkartılan KHK niteliğini
taşımamaktadırlar.”
KHK’lerin birçok maddesini
iptal eden AYM’nin gerekçeleri
şunlardı:
“OHAL KHK’leri sadece OHAL süresince
geçerlidir. OHAL kalkınca bunlar da kendiliğinden
yürürlükten kalkar.”
“KHK’ler konu bakımından yalnızca
olağanüstü hal durumunun gerektirdiği pratik önlemleri
içermeleri gerekirken, yasa veya KHK değiştirmenin ve
bunlara ekler yapmanın bir aracı olarak
kullanılmışlardır.”
“KHK’ler, yalnızca olağanüstü hal
rejimi uygulamasına neden olan şiddet olaylarının
ortaya çıktığı bölgelerde değil, bu durumla ilgisi
bulunmayan bölgelerde de temel hak ve özgürlüklerin
kısmen veya tamamen durdurulabilmesi düzenlemesini
getirmektedirler.”
***