Bugün 18 Mart:
1915 Çanakkale zaferinin
yıldönümü!
Ve biz 103 yıl sonra, hâlâ
Hukuk Devleti ve Demokrasi savunması
yapıyoruz!
***
2018’deki hukuk düzeni, aynı
adalet mekanizması:
Bütün arkadaşlarını bıraktığı halde,
Cumhuriyet’in İcra Kurulu Başkanı, çalıştığı kurumu ve
arkadaşlarını zor durumda bırakmamak için kendi ayağıyla yurt
dışından gelip yargılanmak üzere hapse giren Akın
Atalay’ı tahliye etmedi; ama Şahin
Alpay’ı, Anayasa Mahkemesi kararıyla,
salıverdi.
Elbette Şahin Alpay’ın
salıverilmesi, bir nevi “teselli mükafatı” gibi bile
görülemez, çünkü davaların birbiriyle ilgisi ve ilişkisi
yok...
Ayrıca Alpay da zaten tutuklu
yargılanmamalıydı.
Ben sadece iyice çığırından
çıkmış bir hukuk düzeni içindeki iki olayı,
aynı gün meydana geldikleri için,
çelişkileriyle birlikte, ele
aldım.
***
Akın Atalay’ın avukatı, kıdemli
hukukçu Profesör Duygun Yarsuvat
savunmasında şunları söyledi:
“Akın Atalay istese kaçabilirdi ama
kaçmadı...
...Tutukluluk halinin devamı için
somut delil yoktur. Ülkemizde fikir gazeteciliğine
örnek teşkil eden gazetenin yöneticisi olan Atalay’ın
kişi hürriyeti bu sebeplerden dolayı kısıtlandı. Geçen
celse üç kişiden ikisini serbest bıraktınız.
‘Deliller toplanmıştır, tutukluluk durumuna gerek
yoktur’ dediniz. Bir haftada hiçbir şey
değişmedi. Dosyaya yeni delil gelmedi.
Araştırılmasına da karar vermediniz… Bu süre
(tutukluluk süresi) kanunlarımızda yer aldığına
göre makul bir süre midir? Hayır değildir. Kamu
menfaati var mıdır? Hayır yoktur. Bu nedenle heyetinizden
tutukluluk halinin kaldırılmasını talep
ediyoruz.”
Akın Atalay da, yine ilk
savunmasında söylediklerini de özetleyen
son savunmasına şöyle
başlamıştı:
“Siyasi iktidar, Cumhuriyet’in
bağımsız ve özgür bir basın kuruluşu olarak
yayıncılık yapmasından, iktidar güdümüne
girmemesinden, gerçeklerin, siyasi otoritenin
olmasını emrettiği gibi değil de aslında olduğu gibi
olduğunu kamuoyuna aktarmasından fevkalade
rahatsızdır.
Bunun hesabı sorulmakta, bedeli
ödetilmektedir.”
Daha sonra davanın ne kadar dayanaksız
olduğunu, sadece siyasal bir nitelik taşıdığını son derece açık
seçik bir biçimde açıklamıştı.
Ama mahkeme yine de, çoktan
salıverilmesi gereken Atalay’ın
tutukluluk halinin devamına karar
verdi.
***