Bugün Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü:
Atatürk, Cumhuriyeti kurduktan sadece 15 yıl sonra Dünya Tarihi’ni değiştiren bu emsalsiz eserini yalnız bırakarak sonsuzluğa göç etti.
Biz bugün, Türkiye Cumhuriyeti’ni “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” olarak tanımlayan Anayasayı, adalet mekanizmasının en üst organı olan Yargıtay’ın bir dairesine karşı korumaya çalışıyoruz.
Çünkü Atatürk, Batı’da 3-4 yüzyıl süren bir Endüstri Devrimi sürecinin temellerini, Din-Tarım Devrimi döneminde patinaj yapan Osmanlı İmparatorluğu’nun savaş yorgunu olan tebaasından, tarikatlarından ve toprak ağalarından oluşan bir toplumda, 15 yıl gibi mucizevi bir sürede attı.
Atatürk, bir Din-Tarım toplumunda Endüstri Devrimi’nin ürünü olan Cumhuriyeti kurdu ve temellerini attı ama, onu yerleştiremeden aramızdan ayrıldı.
Yine de Türkiye Cumhuriyeti’ni, o denli akla, mantığa, bilime, insan onuruna, insanlığın evrimine uygun temellerle kurmuştu ki bu Cumhuriyet, onu yıkmak isteyen Emperyalistlere, Laik Demokrasi düşmanlarına ve 21 yıllık Erdoğan/AKP iktidarına rağmen hâlâ yıkılamadı.