Atatürk, tarihten aldığı ilhamla, çağdaş bilimlerin ışığında hareket eden bir liderdi...
Türkiye Cumhuriyeti’ni de bu ilkeler çerçevesinde kurdu.
Bıraktığı tek miras, akıl ve bilim yoludur.
Günümüzde Atatürkçülük, bugünkü aklın ve bilimin gösterdiği yoldur:Bu yolun da Demokrasi ve İnsan Hakları olduğu açıktır!
***
Demokrasinin ve İnsan Haklarının en büyük düşmanları, kendi çıkarları içinhalklarını demagojik söylemlerle yöneten liderlerdir:
Bunlar genellikle mukaddes konuları istismar ederler...
Demokrasi, insan hakları, adalet ve eşitlik ilkelerini zedeleyerek, kendi iktidarlarını ayrımcılık ve nefret üzerine kurdukları bir düzende sürdürmek isterler...
Bunun için de din gibi, mezhep gibi, ırk gibi, milliyet gibi, mukaddes konuları, herkesin kimliğini belirleyen ölçütleri öne sürerler...
İnsanların inançlarını ve aidiyetlerini sömürürler, farklı inanç ve aidiyetleri birbirlerine düşman eder ve nefret söylemi aracılığıyla iktidarlarını sürdürürler.
Bunların Atatürk’e ve Atatürkçülüğe düşman olması normaldir.
***
Asıl üzerinde durmak istediğim yanlış, askerlerin darbe dönemlerinde yaptıkları bütün haksızlık ve hukuksuzlukları Atatürk adına yaptıklarını öne sürmeleridir.
Bunlar, 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde, 10 Kasım’larda yaptığım konuşmalardan dolayı beni de polislere, savcılara ifade vermek zorunda bırakmışlardır.