Bugün Pazar:
Yine, başta Cumhuriyet mensupları olmak
üzere, haksız, hukuksuz ve adaletsiz
kararlarla içerde yatan
yazar/çizer/gazetecileri anımsayarak ve
anımsatarak...
Türk Devrimi, Atatürk ve yakın tarih
hakkındaki paradigmalar üzerindeki
yazılarıma devam ediyorum.
*** 1) İbn Haldun,
Sosyolojinin kurucusudur, insanlık tarihinin “Göçebe” kültür ile
“Yerleşik” kültür arasında döngüsel bir evrim izlediğini belirtir.
Onun kuramına göre, Türk Devrimi, “yerleşik kültürü” temsil ettiği
için insanlık tarihinde ileri bir aşamaya karşılıktır.
2) Auguste Comte, Batı’nın Sosyolojinin kurucusu
olarak kabul ettiği düşünürdür; “Üç Hal Kanunu” ile insanlığın,
Teolojik aşama, Metafizik aşama ve Pozivitist aşamalardan geçerek
ilerlediğini öne sürer. Bu kurama göre Atatürk,
hiç kuşkusuz, ülkeyi insanlık tarihinin en ileri aşamasına
ulaştıran devrimci bir liderdir.
3) Arnold Toynbee, uygarlıkların ancak, savaş
gibi, doğal bir felaket gibi, büyük bir “meydan okuma” ile
karşılaşıp onu yendiği zaman ilerleyebileceğini ileri sürer. Türk
Devrimi, İstiklal Savaşı ile tam da bu örneği simgeleyen devrimci
bir süreci belirler.
4) Emile Durkheim, insanlığın iş bölümü ve
farklılaşma ile geliştiğini, ilerlediğini belirtir. Türk Devrimi,
Feodal Din/ Tarım yapısından Endüstriyel/Kentsel topluma geçiş
hedefiyle buna uygun devrimci bir çizgiyi vurgular.
5) Ferdinand Tönnies, insan topluluklarının
b...