Bugün 8 Mart
“Dünya (Emekçi) Kadınlar
Günü”.
Yarın da Cumhuriyet
mensuplarının duruşması var.
***
Bize hizmet için seçtiğimiz ama, bize
sürekli hakaret eden, bizi hapse atan, temel hak ve
özgürlüklerimizi sınırlayan ve kısıtlayan politikacılarımıza
bakarsanız:
Yargımız çok adil ve çok bağımsız...
Medyamız son derece özgür...
Kadınlarımız da elbette, çok özgür ve çok
eşit...
Zaten bütün dünya bizi kıskanıyor!
Çünkü, Gazi Mustafa Kemal
Atatürk’ün 15 yılda kurduğu Türkiye
Cumhuriyeti’ni 16 yıldır yöneten AKP
iktidarı, ülkemizi, “İleri Demokrasi”
anlayışı içinde, hep “daha ileriye”, “daha
iyiye”, “daha güzele” doğru
geliştirdi!
***
Örneğin, yargımız, çok
bağımsız:
Anayasa Mahkemesi’nden bile bağımsız; onun
verdiği bağlayıcı kararlara dahi uymuyor.
Anayasa Mahkememiz ise,
Demokratik Rejimi, Hukuk Devletini,
Laikliği öngören Anayasa’mızdan da
bağımsız:
İktidarın OHAL bağlamında çıkardığı Anayasa’ya
aykırı KHK’lerini bile denetim dışı bırakıyor.
Örneğin Yüksek Seçim
Kurulumuz, Demokrasi’den, Hukuk
Devleti’nden, Anayasa’dan ve yasalardan
bağımsız:
Belediye Meclisi Üyelerinin bile seçime girmek
için istifa etmeleri gereken Cumhurbaşkanlığı yarışına, Başbakan’ın
görevinden istifa etmeden girmesine onay veriyor; seçildikten
sonra, mazbatasının verilmesini geciktirerek, partisinin genel
kuruluna genel başkan olarak katılmasını olanaklı
kılıyor.
16 Nisan 2016 Halkoylamasında, Seçim Kanunu’nun
üç maddesini birden ihlâl eden bir kararla mühürsüz oyları ve
zarfları geçerli sayıyor.
Örneğin, mahkemelerimiz o
kadar bağımsız ki, yöneticilerimiz, “ajan”
diye niteledikleri sanıkların tahliye kararlarını
önceden bilebiliyor.
***