Çok ama çok tehlikeli bir noktadayız: 13 yıllık kötü yönetim sonunda, genel seçim, iktidar için neredeyse bir “ölüm-kalım savaşı” haline geldi!
Ortada o denli büyük haksızlık, hukuksuzluk, yolsuzluk, rüşvet ve benzeri iddialar var ki, iktidarın kaybedilmesi, yönetimdeki pek çok kişi için bir felaket olarak görülmekte.
Bu kaygı, en tepeden en aşağılara doğru bir piramit biçiminde yayılıyor, bu nedenle de neredeyse bütün toplumu etkiliyor:
İktidarla ilişki içinde olan hemen hemen her kademedeki politikacı, bürokrat ve hatta yargı mensubu “iktidarı kaybetmemek için” elinden gelen her şeyi yapacak gibi görünüyor...
Buna karşılık, sığınılacak yerler çok fazla değil:
Hukuk ve ahlak:
Anayasa, yasalar, gelenekler...
Herkes için genel ahlak ve özellikle güvenlik ve yargı mensupları için de meslek ahlakı!
***
İktidar ve emrindeki medya, toplum üzerinde “tam saha pres” bir baskı uyguluyor!
Her taraftan, devletten, hükümetten, belediyelerden, memurlardan, din adamlarından, güvenlik güçlerinden, yargı mensuplarından...
Televizyonlardan, gazetelerden, radyolardan, Facebook’tan, Twitter’dan...
Ve mahalleden...
Acımasız bir saldırı ile karşı karşıyayız!