2002 seçimleriyle
iktidara gelen AKP-Cemaat
ittifakı Türkiye’yi 11 yıl
boyuncaalt-üst etti ve
ülkemize büyük bir fatura
ödetti.
2013’te AKP’nin, “Darbe” diye
nitelediği rüşvet ve
yolsuzluk soruşturmalarıyla
bu ittifak berhava oldu!
AKP’nin kuruluşundan çok daha önce
devlete sızmaya başlamış bulunan
amaAKP ile birlikte iktidar
olan Cemaat’in, “Ne istediler
de vermedik” diyen AKP ile
ittifakı bozulduktan sonra
giriştiği 15 Temmuz darbe
kalkışması ise, Türkiye’nin bu
iktidardan dolayı ödediği
faturayı çok daha ağırlaştırdı.
***
Başbakan Binali Yıldırım, kalkışma teşebbüsünden bir ay sonra 17 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, 15 Temmuz gecesinin bilançosunu şöyle açıkladı: “En son 240 şehidimiz var. Yaralılarımızın sayısı 2 bin 195. Darbecilerden ölü ele geçirilen 36, yaralı darbeci sayısı 49. Gözaltına alınan polis, asker, yargı mensubu, mülkiidare amiri, sivil sayısı toplam 40 bin 29. Gözaltı işlemi devam edenlerin sayısı 5 bin 187. Tutuklu sayısı 20 bin 355.”
***
Erdoğan’ın “Allah’ın Lütfu” diye niteliği bu darbe girişiminden sonra AKP iktidarı, 20 Temmuz’da Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etti ve TBMM’yi devre dışı bırakarak ülkeyi Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) yönetmeye başladı.
***
17 Ekim tarihli Cumhuriyet’in
haberine göre 15 Temmuz
Kalkışması’ndansonra ilan edilen OHAL’in
3 aylık bilançosu şöyle:
93.000 kamu görevlisi açığa alındı. (2 Anayasa Mahkemesi yargıcı,
3.392 yargıç ve savcı, 167 Danıştay ve Sayıştay mensubu, 9.331
polis, 50.000’in üstünde öğretmen.)
59.841 kamu görevlisi ihraç edildi.
40.000 kişi gözaltına alındı.
32.000 kişi tutuklandı.
100 küsur gazeteci ve yazar tutuklandı.
85 gazetecinin sürekli basın kartı, 660 gazetecinin sarı basın
kartı iptal edildi.