“Bilişsel Tutarsızlık”,
inançlar ile tutum ve davranışlar
arasındaki çelişkiyi vurgulayan bir
terimdir.
İngilizcesi “Cognitive
Dissonance”tır.
Erdoğan/AKP iktidarının önlenemez
çöküşünün altında yatan temel mekanizmayı
belirler!
***
“Bilişsel Tutarsızlık” iki
yönlü çalışır:
1) İnançlarımız bağlamında, bunlarla çelişkili olan ufak tefek
tutum ve davranışları görmeyiz.
2) İnançlarımıza aykırı tutum ve davranışlar, kritik bir birikime
erişince, inançlarımızı etkiler!
İnançlarla, tutum ve davranışlar
arasındaki tutarsızlığın bu iki yönlü
etkisi, hem kendimiz hem de
başkaları için geçerlidir.
1) İnançlarımıza
aykırı küçük tutum ve davranışlarımıza izin veririz; mesela çok
dürüst olduğumuza inanır ama ara sıra beyaz yalanlar
söyleriz...
Başkaları hakkındaki duygularımız onların, bu duygularımıza ters
düşen tutum ve davranışlarını kabul etmemize sebep olur; mesela
sevdiğimiz insanların ufak tefek hatalarını görmezden gelir veya
rasyonalize ederiz.
2) Ama gerek kendi tutum ve davranışlarımız, gerekse başkalarında
gözlemlediğimiz tutum ve davranışlar, inançlarımıza çok aykırı
olmaya başlar ve zaman içindeki birikimleri kritik bir noktaya
erişirse, o zaman hem kendimiz hem de başkaları hakkındaki
inançlarımızda değişiklik olur.
Dini inançlar böyle zayıflar, dostluklar böyle bozulur, parti
tercihleri böyle değişir.
***
Erdoğan/ AKP
iktidarı, bugün, bugün olmazsa
yarın, mutlaka gidecektir...
Gidiş süreci ne kadar uzun sürerse, toplum için maliyeti o kadar
yüksek olacaktır:
Çünkü bireysel olarak da toplumsal olarak da seçmenlerde yarattığı
“Bilişsel Tutarsızlık”, başlangıçta olduğu gibi
lehine değil, kritik birikim noktasını aştığı için, artık aleyhine
işlemeye başlamıştır:
Yani seçmenin, başlangıçta, demokrasi adına ona duyduğu güven ile
görmezden geldiği antidemokratik tutum ve davranışları o denli
birikmiştir ki, artık onun “Demokrat olduğuna ilişkin
inanç” yitirilmiştir.
***