İktidar, yargıyı emrine aldıktan sonra, Hukuk Devleti’miz öldürücü bir sendrom daha sergilemeye başladı: Cezasızlık sendromu!
Cezasızlık sendromu dört alanda dikkati çekiyor:
1) Kadınlara karşı işlenen suçlar, özellikle de cinayetler alanında.
2) İktidar mensuplarının, iktidar emrindeki sivil ve asker bürokratların, tetikçi sözde gazetecilerin, ihmal ve yolsuzlukları dolayısıyla işledikleri suçlar alanında.
3) Laikliğe ve Atatürk’e karşı işlenen suçlar alanında.
4) Cumhurbaşkanı’nın, yasalara ve Anayasa’ya aykırı eylem ve söylemleri alanında.
Cezasızlık sendromunun son örneği olarak, Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen ve 7’si çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren katliamına ilişkin 13 sanıklı davanın karar duruşması, kazadan 6 yıl sonra, dün yapıldı...
Ve yine karar verilemeyip duruşma 25 Nisan tarihine ertelendi.
Faciada eşi Hakan Sel’i ve 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i yitiren Mısra Öz duruşma öncesinde özet olarak şunları söyledi:
“Biliyorsunuz ki dört gün önce Devlet Demiryolları Taşımacılık AŞ’de Çorlu tren katliamı olduğu sırada genel müdür olan ve görevden alınan Veysi Kurt, bir kez daha genel müdürlüğe terfi etti.
Bunu yapan bu ülkenin hükümetidir.
Bunu yapan bu ülkenin cumhurbaşkanıdır.
Onu yargı karşısına getiremeyen bu adalet saraylarının savcıları, hâkimleridir.
Bugün bizim karşımızda olmalıydı.