Önce yanlışları düzeltelim:
“Millet”, sadece sizin gibi düşünenler değildir.
“Milli İrade”, sadece sizin siyasal tercihlerinize uygun tutum ve
davranışları olanların iradesi değildir.
“Demokrasi”, sadece sizin gibi olanların ve/veya sizin gibi
düşünenlerin haklarını korumakla yetinmez.
“Sandık”, Demokrasi için yeterli değildir.
“Yargı bağımsızlığı” olmadan Demokrasi olmaz.
Siyaset ve iktidar üzerinde “Anayasal Yargı Denetimi” olmadan
Demokrasi olmaz.
“Anayasal Yargı Denetiminin” ve “Bağımsız Yargının” “Temel Hak ve
Özgürlükleri” korumadığı rejim Demokrasi değildir.
“Temel Hak ve Özgürlükler”, Demokrasi’nin güvencesidirler;
Demokrasiyi yok etmek için kullanılamazlar.
Muhalefetin, “iktidarla eşit fırsat ve olanaklara” sahip olmadığı
seçim ve tercihler meşru değildir.
“Çoğunluk kararları” “Milli İrade” olarak dayatılamaz.
“Çoğunluk kararları” “Azınlıkta kalanların temel haklarını ve
Özgürlüklerini” yok etmek için kullanılamaz.
“Referandum” bir Demokrasi kurumudur, Demokratik hak ve
Özgürlükleri yok etmek, Demokrasiyi tahrip etmek için
kullanılamaz.
***
Şimdi de doğruları vurgulayalım:
“Millet”, sizden farklı düşünenlerden ve siyaseten size karşı
olanlardan da oluşur.
“Milli İrade”, iktidar dışındaki siyasal tercihleri de
yansıtır.
“Demokrasi”, kimlikleri, düşünceleri ve tercihleri ne olursa olsun,
herkesin haklarını korur..
“Demokrasi” için şeffaf, adil ve periyodik seçimlere ek olarak
“Hukuk Devleti”, “Yargı bağımsızlığı”, siyaset ve iktidar üzerinde
“Anayasal Yargı Denetimi” ve “Temel Hak ve Özgürlüklerin” herkes
için korunmuş olması da gereklidir.
“Demokrasinin temel kurum ve kuralları” “Referanduma”
sunulup tahrip edilemez.
Başta “Muhalefet ve ifade hakkı ve Özgürlüğü” olmak üzere
“Temel Hakve Özgürlükler”, “Yargı bağımsızlığı”, “Yargı denetimi”,
“Hukuk Devleti”, “Periyodik, şeffaf ve adil seçimler”,
“Referandumla” sınırlanamaz ve kısıtlanamaz!
***
AKP/Erdoğan iktidarı ve onun etkisine girmiş olan Yüksek Yargı, sürekli olarak Demokrasiyi ihlal ediyor: