Bir ülkede eğer:
Kayıtlı seçmenlerin dörtte birinin, seçime katılanların üçte
birinin oylarıyla, tek bir parti Meclis’te anayasayı
değiştirebilecek üçte iki çoğunluk sağlayabiliyorsa...
Seçim sistemindeki yüzde on barajına takılan partilerin aldıkları
toplam oy 13.5 milyon ile, üçte iki çoğunluğa erişen iktidar
partisinin aldığı 10.8 milyon oydan çok daha fazla olduğu halde,
Meclis’te temsil edilemiyorsa...
Siyaset, halka hizmet aracı olmaktan çıkıp, politikacıların
ceplerini doldurma aracı olmuşsa...
Seçimlerden sonra, birtakım karanlık ilişki iddialarıyla, bazı
muhalefet milletvekilleri, kendi ideoloji ve siyasetlerine
yüzseksen derece ters olan iktidar partisine geçiyorsa...
Siyasal partiler, kaçakçıların, yağmacıların, vurguncuların,
yolsuzluk sanıklarının sığınma yeri olmuşsa ve seçilenler,
siyasetle ilgili olmayan dokunulmazlık zırhlarının ardında hiçbir
kovuşturmaya uğramıyorlarsa...
Uyuşturucu kaçakçılığı sanıkları siyasal partiler aracılığı ile
dokunulmazlık zırhına kavuşturuluyor, polisin gözaltına aldığı
sanıkların yakınları bakanlık koltuğunda oturanlarla doğrudan
telefon teması kurabiliyor, polis merkezleri, sanık yakınlarınca
basılıp, sanıklar zor kullanılarak kaçırılabiliyorsa...
İktidarlar genelde, banka soyguncuları ile arazi yağmacıları ve
fatura yolsuzlukları sanıkları arasında el
değiştiriyorsa...
Arsa yağması devletin resmi politikası haline gelmişse, halka
gecekondu yağmacılığı yemi verilirken, siyaset, büyük toprak ve sit
alanı yağmalarının aracı olarak kullanılıyorsa...