Bugünlere nasıl geldik” sorusu yanlıştır:
Doğru soru “Bugünlere nasıl getirildik?” biçiminde olmalıdır.
***
Bugünlere nasıl getirildik?
1) Cumhuriyet, ekonomik-toplumsal ve kültürel devrimlerini
tamamlayamadan İkinci Dünya Savaşı çıktı ve dünya yeniden
biçimlendi.
2) Savaş sonrasında Stalin’in Boğazlar ve Kuzeydoğu Anadolu
istekleri ortaya çıktı; Türkiye bundan korkarak Batı’ya sığındı.
Soğuk Savaş, dinci ve milliyetçi antikomünist ideolojilerle,
Türkiye’yi de etkiledi.
3) Cumhuriyet Devrimleri (Atatürk Devrimleri) toplumsal yapıyı,
sınıfsal anlamda dönüştüremeden, yani çağdaş sermaye sınıfı ve
bunun gelişmesine bağlı olarak işçi sınıfı oluşamadan, bu
sınıfların ürünü olan Çok Partili Demokrasi deneyimi
başlatıldı.
4) Çok Partili Demokrasi ile seçim kazanarak iktidara gelen
Demokrat Parti, Demokrasiyi geliştireceğine boğdu:
a) Sınıfsal olarak toprak ağalığına, yani feodaliteye dayalı
idi.
b) İktidardaki CHP’nin muhalifi olarak Demokrasinin temelini
oluşturacak Cumhuriyet Devrimlerine karşı bir tavır içindeydi.
c) Toplumun demokratik ilkeler çerçevesinde geliştirilmesini değil,
kendisini iktidara getiren yapının o noktada sabitlenmesini
hedefliyordu.
d) Demokrasi sayesinde iktidara geldiğini ihmal ederek, tek parti
dönemi uygulamalarını örnek aldı.
5) Demokrat Parti’nin demokrasiyi askıya alan Tahkikat Komisyonu
aracılığıyla yaptığı sivil darbeye karşı gerçekleştirilen 1960
askeri müdahalesi, özgürlükçü ve topluma aşama atlatan 1961
Anayasası’nı kabul etti. Ama 3 DP liderinin infazıyla, siyasal
yaşamda onulmaz yaralar açtı.
6) 1961 Anayasası’nın sola açık tutumundan korkan ve özgürlükçü
tutumunu istismar eden Soğuk Savaş dünyasının egemenleri, içerdeki
feodal kalıntılar ve sağcı güçlerle ittifak halinde, ülkeyi
istikrarsızlaştırıp, 1971 ordu darbesini gerçekleştirdiler; 1961
Anayasası’nın özgürlükçü yapısı hacamat edildi, sol bastırıldı, 3
gençlik lideri infaz edilerek siyasette bir yara daha açıldı.
7) 1971 darbesi de yeterli görülmedi: Soğuk Savaş dünyasının egemen
güçleri ve içerdeki antikomünist oluşumlar, ülkeyi yeniden
istikrarsızlaştırarak 1980 darbesini hazırladı. 1980 darbesi solu
ve demokrasiyi tamamen ezdi; Atatürk’ün adını kullanarak Atatürk
Devrimlerini yozlaştırdı, ülkeyi dinci-mezhepçi-ırkçı-milliyetçi
yapıya hazırladı.
8) Soğuk Savaş sonrasında ülke, Küresel neoliberalizmle
bütünleştirildi. Ortadoğu’nun yeniden biçimlendirilmesi başladı,
darbeci-sağcı-dinci iktidarlar, ABD’nin ileri karakolu olma
işlevine soyundu; Kürt varlığı, içte terör, dışta yeni devlet
oluşumlarına yol açtı..
9) Ve 21. yüzyılla birlikte, soldan arındırılmış, demokratik hak ve
özgürlükleri iğdiş edilmiş ülkede, “kullanışlı aptalların” da
desteğiyle, uluslararası neoliberalizmle bütünleşmiş olan despotik
iktidarın temelleri atıldı.