Demokrasi, yöneticilerin, eşitsiz
ve adaletsiz koşullarda yapılan
se çimlerle belirlendiği rejim
değildir.
Demokrasi, sandıktan şaibeli bi çimde
çıkanların bütün hukuku, Anayasayı, yasaları,
insan hakları nı ihlal ederek her istediğini
yaptığı, üstelik de bunu açıkça ilan ettiği
bir rejim hiç değildir:
Demokrasi, mahkemelerden bile karar almaya gerek görmeden, idari ve
siyasi kararlarla, “Terör örgütü” tanımlarının yapıldığı, barışçı
insanların mallarına, inançlarından dolayı “terör
örgütü üyesi” denilerek el konduğu, hapse atıldıkları rejim
değildir...
Demokrasi, terör örgütüyle masaya oturarak bütün saldırı
hazırlıklarına göz yumup onu güçlendirdikten sonra, bu yöntemin
kişisel iktidarı sağlamayacağı anlaşılınca, masayı devirip bütün
muhaliflerin suçlandığı rejim değildir...
Demokrasi, iktidarın kendi güçlendirdiği terör örgütünün tüm
sorumluluğunu, etnik köken üzerinden seçilmiş politikacılara attığı
rejim değildir.
Demokrasi, kimsenin mal ve can emniyetinin bulunmadığı bir rejim
değildir...
Demokrasi, eline silah almamış, silahlı mücadeleye bütün ömrünce
karşı çıkmış olan yazarların, temel hak ve özgürlükleri savunan
öğrencilerin, hırsızlığa, rüşvete, yolsuzluğa karşı çıkanların,
“terör örgütü” propagandasından hapse atıldığı rejim
değildir.
Demokrasi, bağımsız olması gereken yargının bir kişinin emirleriyle
hareket ettiği rejim değildir...
Demokrasi, sadece satın alınan tetikçilerin seslerinin duyulduğu
bir medyanın egemen olduğu rejim değildir...
Demokrasi, gazetecilerin yaptıkları haberler dolayısıyla hapse
atıldığı rejim değildir...
Demokrasi, haber yaptığı için cezalandırılan meslektaşlarına destek
veren gazetecilerin bile hapse atıldığı rejim değildir...
Demokrasi, üniversitelerin siyasetin emrinde susturulduğu rejim
değildir...
Demokrasi, barışçı gösterilerin yasaklandığı rejim
değildir...
Demokrasi, lideri eleştirenlerin, hakaret gerekçesiyle hapse
atılarak cezalandırıldığı rejim değildir.