Sevgili okurlarım, şimdi yazacağım gerçeği, en iyi sizler bilirsiniz:
Cumhuriyet Gazetesi okurları ve Cumhuriyet Halk Partisi seçmenleri, kendilerini, gazetenin, partinin sahibi, yöneticisi gibi görürler.
Çünkü gazetelerine ve partilerine, kendi kişiliklerinin bir parçası, beklentilerinin, umutlarının, yaşam biçimlerinin, Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti’ne olan bağlılıklarının bir simgesi olarak bakarlar.
Bu bakış, onlara, “sanki kendileri gazeteden ya da partiden doğrudan sorumluymuşçasına” güncel ve sert bir eleştirel tavır getirir.
***
Ben hem Ecevit döneminde CHP’nin yeni programının yazılmasına ve 1977 seçim kampanyasına doğrudan katılmış, hükümet icraatında da, Milli Eğitim, Kültür, Turizm, Gençlik ve Spor Bakanlıklarının uygulamalarına katkıda bulunmuş...
Hem Erdal İnönü zamanında SHP’ye, Milletvekili adayı, Parti Meclisi üyesi ve bürokraside Müsteşar olarak yardımcı olmaya çalışmış...
Hem de Altan Öymen’in Genel Başkanlığı döneminde Parti Meclisi’nde bulunmuş...
Kurultay’da, liste delerek yeniden Parti Meclisi’ne seçilmiş...
Ekranlarda yorumculuk yapan...
İlhan Selçuk döneminde gazete yönetiminde görev almış...
Ve 22 yıldır Cumhuriyet yazarı olan...
Bir toplumbilim öğrencisiyim!
Bütün bu yaşam serüveni boyunca, asıl kimliğim olan akademisyenliğimi, bağımsızlığımı...