Son zamanlarda üç eleştiri yöneltiliyor
CHP’ye:
1) Yeterli ve enerjik bir muhalefet yapamıyor...
2) Atatürk ilkelerinden, laiklikten saptı; sağa kaydı, dincilere
taviz verdi, Gülen Cemaatine yakınlaştı...
3) Bölücülüğe (Kürtçülüğe) karşı durmuyor, hatta bölünmeye ödün
veren, bölücülüğe yakın duran bir pozisyon belirledi.
Ayrıca iki siyasal parti tarafından, CHP seçmenine yönelik
iki propaganda da çok etkin bir biçimde
yürütülüyor:
1) Vatan Partisi adını alan eski İşçi Partisi (İP), kendilerinin
gerçek Atatürkçü, laik ve bölücülüğe karşı olduğunu belirterek, CHP
seçmeninin Atatürkçü ve laik kesimine yöneliyor...
2) Kürtler ve HDP’yi destekleyenler, AKP’nin diktatörlüğünü önlemek
için mutlaka HDP’nin barajı aşması gerektiğini, bunun için de bu
seçimde CHP’lilerin de HDP’ye oy vermesinin zorunlu olduğunu
söylüyor.
Bunlara ek olarak klasik Ortodoks solun, Sosyal
Demokratların bir işe yaramadığına, CHP’nin de özünde bir düzen
partisi olduğuna ilişkin eleştirileri elbette devam
ediyor.