Bir makamın itibarı nasıl korunur?
En başta, o makamda oturan kişinin bütün tutum ve davranışları anayasaya ve yasalara uygun olmalıdır ki, anayasal ya da yasal açıdan eleştiri almasın, itibarına halel gelmesin. Elbette, genel ahlaka, geleneklere ve göreneklere uygunluk da önemlidir... Pek doğal olarak, genel terbiye ve nezaket kuralları da bu çerçevede akla gelen ölçütler arasındadır.
***
Anayasaya göre cumhurbaşkanı, partiler karşısında tarafsızdır:
Dolayısıyla, makamının ve kendisinin itibarını korumak isteyen bir cumhurbaşkanı, siyasal partiler karşısında tarafsız davranmak zorundadır. Bu tarafsızlığını bozan Cumhurbaşkanı anayasaya uymamakla eleştirilir ve elbette itibarı da bizzat kendisi tarafından zedelenmiş olur.
***
Yine anayasaya göre yürütme, yasama ve yargı organları arasında “kuvvetler ayrılığı” vardır:
Makamının ve kendisinin itibarını korumak isteyen bir cumhurbaşkanı bu ayrıma dikkat etmek, özellikle de yargı bağımsızlığına saygılı davranmak zorundadır. Yargıyı siyasal veya kişisel görüşleri bağlamında etkilemeye dönük tutum ve davranışlar sergileyen bir cumhurbaşkanı anayasaya aykırı davranmakla eleştirilir ve böylece itibarı yine bizzat kendi eylem ve söylemleriyle zedelenmiş olur.
***
Anayasasında “Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” yazan bir ülkenin cumhurbaşkanı elbette demokrasiye, laikliğe, sosyal devlete ve hukuk devleti ilkelerine uygun davranmak zorundadır.
Bu ilkelere uymayan tutum ve davranışlar, eylem ve söylemler, cumhurbaşkanlığı makamının itibarını sarsar.
***
Bütün siyasal liderler, toplum için birer rol modelidir....
Bu siyasal liderlerin başında da, hiç kuşkusuz cumhurbaşkanı gelir:
Dolayısıyla cumhurbaşkanı, kültürü, giyim kuşamı, oturup kalkması ve üslubuyla, terbiye ve nezaketiyle herkesi etkiler...
Eylem ve söylemlerinde, tutum ve davranışlarında, terbiye ve nezaket açısından da örnek insan olmalı, gerek telaffuz gerekse dilbilgisi bakımından dili de özenli ve güzel kullanmalıdır.