Cumhuriyet mensuplarının yargılandığı davada mahkemenin verdiği karar bütünüyle haksız ve hukuksuzdu.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın bu karara ilişkin olarak, iktidar hakkındaki eleştirileri “Toplumun bir kesimi için hoş olmayan; sert bir üslupla dile getirilen; rahatsız edici hatta şok edici, incitici olan ağır ifadeler” sınırlarına kadar genişleten mütalaası ve bozma istemi “yargı adına” umut vericiydi.
Yargıtay’ın bu kararı bozması da “yargı adına” olumlu bir davranıştır.
Yargıtay’ın, bu bozma kararını, Yargıtay hakkı olmayan ve İstinaf Mahkemesi kararıyla hapse atılmış olanlara da “sirayet ettirerek” onları tahliye etmesi de yine “yargı adına” doğru bir davranıştır.
Elbette, bu kararın gerekçesi açıklandığı zaman Türkiye’deki Hukuk Devlet’i ve yargı düzeni hakkında daha net bir izlenim edinmek olanağı olacaktır.
***
Beni üzen nokta, muhasebecimiz Emre İper hakkındaki haksız ve hukuksuz olan kararın onanmış olmasıdır.
Emre İper olayı, Avukat Akın Atalay tarafından Twitter’da şöyle özetlendi:
“Cumhuriyet gazetesinden hapiste kalan tek kişi arkadaşımız Emre İper.
O, telefonunda ByLock bulunduğu iddiasıyla tutuklandı, sırf buna dayalı olarak FETÖ üyeliğiyle suçlandı.
Sonra...