İsmet Paşa, Atatürk’ün Cumhuriyet Devrimi’ni Demokrasiyle
taçlandırmak için:
Demokratik rejimi kuracak ve geliştirecek olan Sermaye ve İşçi
Sınıfları oluşmadan...
Çok Partili Düzen’e geçti.
Toplumda çağdaş sınıflar oluşmamış olduğu için, Demokratik rejimi
işletmesi beklenen muhalefet görevini, Din-Tarım toplumunun
temsilcileri olan Toprak Ağalarının kurduğu Demokrat Parti
yüklendi.
Çok Partili Düzen bağlamında, muhalefetle yarışmak için CHP, daha
iktidardayken, Cumhuriyet Devrimleri’nden ödünler vermeye
başladı... (Köy Enstitüleri vs.)
Böylece Cumhuriyet’i Kentsel-Endüstriyel Demokrasi’ye taşıyarak
güçlendirmek değil, Din-Tarım toplumunun Feodal yapısında tutarak
egemenliklerini sürdürmek isteyenlerin ideolojisi, daha Demokrat
Parti iktidara gelmeden Türkiye’yi etkisine aldı.
***
1950’lerde Türkiye Din-Tarım toplumunun Feodal yapısından
kurtulamamıştı; ne doğru dürüst bir sermaye sınıfı vardı, ne de bir
işçi sınıfı.
Bu Feodal toplumun önüne sandık koyunca, sandıktan da elbette
Din-Tarım toplumunun egemen ilişkileri, yani toprak ağalığı ve
onların ideolojisi, iktidar olarak çıktı.
Bu iktidar, araç olarak kullandığı Demokratik Rejim’de seçmen
desteğini kaybetmeye başlayınca, toplum tarafından henüz
içselleştirilmemiş olan, başta ifade, basın ve muhalefet özgürlüğü
olmak üzere, Temel Hak ve Özgürlükleri, seçim öncesinde ortadan
kaldırmak istedi.
Seçmen desteğini kaybetmekte olan Demokrat Parti Demokrasi’ye karşı
ilk darbeyi, 17-27 Nisan 1960 tarihlerinde, Meclis’te, Anayasa’ya
aykırı olarak kurulan bir Tahkikat Encümeni aracılığıyla yaptı:
Meclis’te 15 milletvekilinden kurulan ve Anayasa’ya aykırı olarak,
her türlü mahkeme yetkileriyle donatılan bir “Encümen”, seçim
öncesinde, tüm ifade, basın ve muhalefet özgürlüğünü yok etti.
Demokrat Parti’nin Anayasa’ya aykırı olan 17-27 Nisan 1960 Tahkikat
Encümeni Sivil Darbesi, 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi’ni
tetikledi.
27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi, 1961 Anayasası ile Demokratik, Laik
ve Sosyal Hukuk Devleti’ni kurdu.
Fakat bu Anayasa, henüz Din-Tarım toplumunun Feodal ilişkilerinden
kurtulamamış olan toplumda, emperyalizmin de desteğiyle
varlıklarını sürdüren egemenleri rahatsız etti.